O kötü koku nehirden geliyor.
- That foul odor is coming from the river.
Kirli çorapların kokusu beni kusturur.
- The odor of dirty socks makes me gag.
Çiçeklerin kokusu Sarah'ın seraya girdiğinde fark ettiği ilk şeydi.
- The aroma of the flowers was the first thing Sarah noticed when she entered the greenhouse.
Mutfaktan yayılan kahvenin kokusu cezbediciydi.
- The aroma of coffee wafted in from the kitchen alluringly.