Birisi bize bir miktar üzüm getirdi.
- Someone has brought us some grapes.
O bir sepet üzümü karıştırarak inceliyor.
- She is picking over a basket of grapes.
Bu asmanın üzümleri çok iyi.
- The grapes of this vine are very good.
Bu asmanın üzümleri iyidir.
- The grapes from this vine are good.
Üzümler salkımla yetişir.
- Grapes grow in bunches.
Markette meyve için üç elma ve iki salkım üzüm aldım.
- I bought three apples and two bunches of grapes for dessert at the market.
Haberi söylentilerden duydum.
- I heard the news through the grapevine.