الإنجليزية - التركية
تعريف any hinged surface that provides the plane with the ability to climb or dive في الإنجليزية التركية القاموس.
- elevator
- {i} asansör
Tom oteldeki asansör operatörü ile iyi arkadaş oldu.
-Tom became good friends with the elevator operator in their hotel.
Asansörle üçüncü kata çıktım.
-I rode the elevator to the third level.
- elevator
- (Askeri) YÜKSELİŞ DÜMENİ, İRTİFA DÜMENİ: Bir uçağın kuyruğunda bulunan oynak taşıyıcı. satıh. Bu dümen hareket ettirilerek, tayyareye tırmanma veya pike yapma imkanları verilir. İrtifa dümeni, kanatçık (aileron) ve istikamet dümeni (rudder) tayyarenin üç esas komuta parçasıdır
- elevator
- yükselme
- elevator
- (Havacılık) yükseliş dümeni
- elevator
- yükselti
- elevator
- (Bilgisayar) yukarı akıtma imleci
- elevator
- rakım
- elevator
- yükseltme
- elevator
- elevatör
- elevator
- elevator controls goşisman kumandaları
- elevator
- {i} silo
- elevator
- yükselten veya kaldıran araç
- elevator
- irtifa dümeni
- elevator
- {i} kaldırıcı
- elevator
- irtifa dümeni/asansör
- elevator
- {i} kaldırıcı kas
- elevator
- {i} tahıl ambarı
- elevator
- tahılı üst katlara nakleden makine
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف any hinged surface that provides the plane with the ability to climb or dive في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- elevator
any hinged surface that provides the plane with the ability to climb or dive
الواصلة
a·ny hinged sur·face that provides the plane with the a·bi·li·ty to climb or diveالتركية النطق
eni hîncd sırfıs dhıt prıvaydz dhi pleyn wîdh dhi ıbîlıti tı klaym ır dayvالنطق
/ˈenē ˈhənʤd ˈsərfəs ᴛʜət prəˈvīdz ᴛʜē ˈplān wəᴛʜ ᴛʜē əˈbələtē tə ˈklīm ər ˈdīv/ /ˈɛniː ˈhɪnʤd ˈsɜrfəs ðət prəˈvaɪdz ðiː ˈpleɪn wɪð ðiː əˈbɪlətiː tə ˈklaɪm ɜr ˈdaɪv/
Resimler
المفضلات