Onun nefesi içki kokuyordu.
- His breath reeked of liquor.
İçki satmak için ruhsatın var mı?
- Do you have a license to sell liquor?
Likör dükkânından bir şişe bira satın aldım.
- I bought a bottle of beer at the liquor store.
Liköre dokunan dudaklar benimkine dokunmayacaklar.
- Lips that touch liquor shall not touch mine.