I doubt that Tom would ever consider selling his antique car.
- Tom'un şimdiye kadar antika arabasını satmayı düşündüğünden şüpheliyim.
The blue car is antique.
- Mavi araba, antikadır.
That castle was built in ancient times.
- O kale eski antik çağda inşa edilmiştir.
My father is interested in ancient history.
- Babam antik tarihle ilgileniyor.