Tom bizim fikirlerimizi sormadı.
- Tom didn't ask for our opinions.
Kimse benim fikirlerimi dinlemek istemiyor.
- No one wants to listen to my opinions.
O görüşlerinde esnektir.
- She is flexible in her opinions.
O, birbiri ardına görüşlerini değiştirir.
- He changes his opinions one after another.
Roma'da bütün görülecek yerleri bir günde görmek imkansızdır.
- It's impossible to see all the sights in Rome in one day.
Çoğu öğrenci okul gezilerinde Kyoto'nun görülmeye değer yerlerini geziyorlar.
- Most students do the sights of Kyoto on their school excursion.
Kötü havadan dolayı şehrin görülmeye değer yerlerini görme fikrinden vazgeçtim.
- I gave up the idea of seeing the sights of the city because of the bad weather.
Bu görkemli planları yapmak iyi fakat tabağında sahip olduğunla başlamanı istiyorum.
- It's fine to make grandiose plans, but I'd like you to start with what you have on your plate.
Son gelişmeler onların seyahat planlarını değiştirmelerine neden oldu.
- Recent developments caused them to change their travel plans.
Bunlar tamamen farklı düşünceler.
- These are completely different opinions.
Kendi düşüncelerimi ifade etme hakkım var.
- I have the right to express my own opinions.