الإنجليزية - التركية
تعريف another name for debt في الإنجليزية التركية القاموس.
- obligation
- (Ticaret) sorumluluk
- obligation
- (Ticaret) tazminat
- obligation
- müdana
- obligation
- fariza
- obligation
- (Kanun) yumuş
- obligation
- borç senedi
- obligation
- yükümlülük
Ben sadece benim toplumsal yükümlülüklerimi yerine getirmek için partiye gittim.
-I only went to the party to fulfill my societal obligations.
O, yükümlülüklerini yerine getirmedi.
-He didn't fulfill his obligations.
- obligation
- mecburiyet
- obligation
- {i} zorunluluk
Have to zorunluluk ifade etmek için kullanılır.
-Have to is used to express obligation.
Bu bilgiyi paylaşmak için herhangi bir zorunluluk altında değilsin.
-You are under no obligation whatsoever to share this information.
- obligation
- Iaw of obligations borçlar hukuku
- obligation
- {i} zorunluluk, zorunluk, mecburiyet; yüküm, yükümlülük; farz
- obligation
- {i} senet
- obligation
- {i} ödev
- obligation
- {i} borç
- obligation
- (Askeri) MECBURİYET, TAAHHÜT, BORÇ: Verilen bir sipariş, ihale edilen bir sözleşme veya yaptırılan bir hizmetin ödenmesine ait bir tahsisat veya fon karşılığı olarak, özel surette ayrılmış dolar miktarı
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف another name for debt في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- obligation
another name for debt
الواصلة
an·oth·er name for debtالتركية النطق
ınʌdhır neym fôr detالنطق
/əˈnəᴛʜər ˈnām ˈfôr ˈdet/ /əˈnʌðɜr ˈneɪm ˈfɔːr ˈdɛt/
Resimler
السابق
المفضلات