O açık ve güvenilirdir.
- He's open and trusting.
Tom çok güvenilir ve bağışlayıcıdır.
- Tom is very trusting and forgiving.
Ona güvenerek büyük bir riske giriyorsun.
- You're running a big risk in trusting him.
Ona inanmak için onun iyi dayanakları var.
- He has good grounds for believing that.
Tom Mary'nin söylediğine inanarak zor zaman geçiriyor.
- Tom has a hard time believing anything Mary says.