Dear mother, why art thou so sad?
- Sevgili anneciğim, neden çok üzgünsün?
He looks just like his mother.
- Tıpkı annesine benziyor.
Mother always gets up early in the morning.
- Anne her zaman sabahları erken kalkar.
This is his maternal grandfather.
- Bu onun anne tarafından büyük babası.
Maternal love is greater than anything else.
- Anne sevgisi her şeyden daha büyüktür.
My mum likes tea very much.
- Annem çayı çok sever.
You speak like your mum.
- Annen gibi konuşuyorsun.
Mummy, where's my hanky?
- Anne, mendilim nerede?
Look Mummy, I can read!
- Bak anne, okuyabiliyorum!
Mom made a cake for my birthday.
- Annem doğum günüm için bir pasta yaptı.
Mom was innocent enough to ask him: Would you like any more beer?
- Annem yeteri kadar masum bir halde Biraz daha bira ister misin? diye sordu.
How many eggs did mammy buy?
- Annen kaç tane yumurta aldı?
Mammy, you are an exploiter!
- Anne, sen bir sömürücüsün!
Mama, is it okay if I go swimming?
- Yüzmeye gidebilir miyim, anne?
Mama had a crippled face.
- Anne felçli bir yüze sahipti.
Your mamma's so fat, she'd break London Bridge.
- Senin annen o kadar şişmanki, Londra Köprüsü'nü çökertiyordu.
How many eggs did mammy buy?
- Annen kaç tane yumurta aldı?
Mama had a crippled face.
- Anne felçli bir yüze sahipti.
Maternal love is greater than anything else.
- Anne sevgisi her şeyden daha büyüktür.
My mother's father is my maternal grandfather.
- Annemin babası, anne tarafından dedemdir.
Oh, it makes such a difference. It looks so much nicer. When you hear a name pronounced can't you always see it in your mind, just as if it was printed out? I can, and A-n-n looks dreadful, but A-n-n-e looks so much more distinguished. --.