Tom certainly has a better understanding of this matter than I do.
- Tom'un kesinlikle bu konu ile ilgili daha iyi bir anlayışı var.
Tom and Mary have an understanding.
- Tom ve Mary'nin bir anlayışı var.
Tom is savvy, isn't he?
- Tom anlayışlı, değil mi?
You're a very perceptive person.
- Sen çok anlayışlı bir adamsın.
There is a global problem of comprehension.
- Küresel bir anlayış sorunu var.
Without a basic understanding of certain norms, communication is impossible.
- Bazı normlarla ilgili temel bir anlayış olmadan, iletişim mümkün değildir.
A good sense of humor will help you deal with hard times.
- İyi bir espri anlayışı zor dönemlerle başa çıkmana yardımcı olacaktır.
He has a sense of humor.
- Onun bir mizah anlayışı vardır.
It is a pity that he has no sense of humor.
- Ne yazık ki onun espri anlayışı yok.
I appreciate your insights.
- Ben anlayışlarını takdir ediyorum.
Thanks for all your insight.
- Tüm anlayışınız için teşekkürler.
You're a very perceptive person.
- Sen çok anlayışlı bir adamsın.