anlamadan

listen to the pronunciation of anlamadan
التركية - الإنجليزية
without understanding
anla
found out

Tom just found out that he has to move to Boston. - Tom Boston'a taşınmak zorunda olduğunu anladı.

Tom called Mary and found out she wasn't planning on coming. - Tom Mary'yi aradı ve onun gelmeyi planlamadığını anladı.

anla
find out

Tom didn't know the meaning of anglophobia, so he did a quick web search to see if he could find out what it meant. - Tom anglophobia'nın anlamını bilmiyordu, bu yüzden onun ne demek olduğunu bulabilmek için hızlı bir web araştırması yaptı.

You'll get into trouble if your parents find out. - Ailen anlarsa başın belaya girer.

anla
make out

I could hardly make out what she said. - Söylediği şeyi zorla anlayabildim.

I can't make out what you're saying. - Söylediğini anlayamıyorum.

anla
{f} understood

Yet Japan is still not sufficiently understood by other countries, and the Japanese, likewise, find foreigners difficult to understand. - Ancak Japonya hâlâ diğer ülkeler tarafından yeterince anlaşılamamıştır, ve Japonlar, aynı şekilde, yabancıları anlamayı zor bulmuştur.

Only a few people understood me. - Sadece birkaç kişi beni anladı.

anla
make sense of

Can you make sense of what the writer is saying? - Yazarın söylediklerine anlam verebiliyor musun?

I was trying to make sense of what had happened. - Ben ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.

anla
{f} understanding

Tom says that he has no trouble understanding Mary's French. - Tom Mary'yi Fransızca anlamakta zorlanmadığını söylüyor.

This kind of music is something that older people have difficulty understanding. - Bu tür müzik, daha yaşlı insanların anlamakta zorluk çektiği bir şeydir.

anla
got it

Tom got it wrong, didn't he? - Tom onu yanlış anladı, değil mi?

I got it, so no bullshit, okay? - Anladım, bu yüzden saçmalık yok, değil mi?

anla
catch on

Being a foreigner, I couldn't catch on to the joke. - Ben bir yabancı olduğum için, şakayı anlayamadım.

She doesn't seem to be able to catch on to what he is saying. - O onun ne dediğini anlayabiliyor gibi görünmüyor.

anla
{f} finding out

I'm trying to figure out how you managed to do that without anyone finding out. - Biri fark etmeden onu nasıl başardığını anlamaya çalışıyorum.

anla
{f} tumble
anla
comprehend

The professor was unable to comprehend what I meant. - Profesör ne demek istediğimi anlayamadı.

Little by little you will begin to comprehend the text without translations or explanations. - Yavaş yavaş çeviriler veya açıklamalar olmadan metni anlamaya başlayacaksınız.

anla
figure out

Tom couldn't figure out what Mary was trying to say. - Tom Mary'nin ne söylemeye çalıştığını anlayamadı.

I imagine that Tom will eventually figure out that Mary doesn't really like him. - Sanırım sonunda Tom Mary'nin gerçekten ondan hoşlanmadığını anlayacak.

anla
made sense of
anla
understand

No one understands that. - Onu hiç kimse anlamıyor.

I can understand your language. - Dilinizi anlayabiliyorum.

anla
latch on
anla
latch onto
anla
made out
anla
apprehend
anla
(Biyoloji) acclaim
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف anlamadan في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

anlä
Argonne National Laboratory, operated by the University of Chicago as part of the U S Department of Energy's national laboratory system
anlä
Light anti-ship missile
anlä
Argonne National Laboratory
anlamadan
المفضلات