anfällig

listen to the pronunciation of anfällig
الإنجليزية - التركية

تعريف anfällig في الإنجليزية التركية القاموس.

delicate
hassas

O çok hassas bir durumdu. - That was a very delicate situation.

O, hassas bir problem. - It's a delicate problem.

delicate
{s} kolaylıkla kırılabilen, kırılgan, nazik
delicate
hassas,narin
delicate
zarafet
delicate
yumuşak (dokunuş)
delicate
(yemek) leziz ve hafif
delicate
(alet/vb.) duyarlı
delicate
ince
be prone
yatkın olmak
delicate
zarif

Narin, zarif çiçekler çiçek açmış. - The delicate, graceful flowers are in bloom.

Layla'nın çok zarif özellikleri vardı. - Layla had very delicate features.

delicate
{s} ince (yapı), narin
delicate
(sıfat) nazik, narin, ince, düşünceli, duyarlı; hassas, güvenli, ince (iş), ; lezzetli, nazlı
delicate
incelikle delicateness incelik
delicate
{s} nazik
delicate
{s} nazlı
delicate
{s} lezzetli