Mary piyangoyu kazandı ama sonra biletini kaybetti.
- Mary won the lottery, but then she lost her ticket.
Firari buradan elli kilometre uzaktaki küçük bir kasabada ortaya çıkmış, ama sonra gözden kaybolmuş.
- The fugitive surfaced in a small town fifty miles from here but then disappeared again.
Twitter'ı kullanırdım, fakat sonra onu sıkıcı biraz buldum, bu yüzden onu kullanmayı durdurdum.
- I used to use Twitter, but then found it a bit boring, so I stopped using it.
Tom kız arkadaşının adını koluna dövme yaptırdı fakat sonra o onu terk etti.
- Tom got his girlfriend's name tattooed on his arm, but then she left him.
O tek kelime Fransızca söyleyemez ama üstelik bir yerli gibi İngilizce konuşur.
- He can't say one word of French, but then again he speaks English like a native.