anderenfalls

listen to the pronunciation of anderenfalls
ألمانية - التركية
(anderenfalls) yoksa; aksi takdirde; Kriegst du es, dann glitt ~ kommst du wieder hierherl Verdiler ne älä, yok ver- mediler döner gelirsin
الإنجليزية - التركية

تعريف anderenfalls في الإنجليزية التركية القاموس.

otherwise
aksi halde

Şimdi gidelim. Aksi halde, geç kalacağız. - Let’s go now. Otherwise, we'll be late.

Acele et, aksi halde öğle yemeğine geç kalacaksın. - Hurry up, otherwise you'll be late for lunch.

otherwise
aksi takdirde

Meşgulüm. Aksi takdirde davetini kabul ederdim. - I am busy; otherwise I would accept your invitation.

Acele etsen iyi olur, aksi takdirde randevun için geç kalacaksın. - You'd better hurry, otherwise you'll be late for your appointment.

otherwise
ayrıca
otherwise
başka

Tom'u başka türlü ikna etmeye çalıştım. - I tried to convince Tom otherwise.

Ben onun iyi bir kitap olduğunu düşünmüştüm fakat Jim başka türlü düşündü. - I thought it was a good book, but Jim thought otherwise.

otherwise
bunun dışında

Bunun dışında, onun ekleyecek bir şeyi yoktu. - Otherwise he had nothing to add.

Yemek çok lezzetli değildi ama bunun dışında parti bir başarıydı. - The food wasn't very delicious, but otherwise the party was a success.

otherwise
bunun dışında/başka türlü
otherwise
başka konuyla
otherwise
farklı
otherwise
başka türlü

Tom'u başka türlü ikna etmeye çalıştım. - I tried to convince Tom otherwise.

Başka türlü düşünemiyorum. - I can't think otherwise.

or else
aksi takdirde
otherwise
farklı bir şekilde
otherwise
yoksa

Yollarını kaybettiler, yoksa çoktan varmış olurlardı. - They lost their way; otherwise, they would have arrived long ago.

Acele etsen iyi olur, yoksa treni kaçıracaksın. - You'd better hurry, otherwise you'll miss the train.

otherwise
başka bakımlardan
or else
aksi halde

Kauçuk botları giyin, aksi halde ayağınızı ıslatırsınız! - Put the rubber boots on, or else you will get your feet wet!

or else
yoksa

Çiçeklikten çiçek toplamaya gitmeyin yoksa yakalanacaksınız. - Don't go picking the flowers in the flower bed, or else you'll be caught.

Bana dürüst olsan iyi olur, yoksa anneme söyleyeceğim. - You better be honest with me, or else I'll tell our mother.

or else
yoksa: Go now or else you'll miss the train. Şimdi git, yoksa treni kaçıracaksın
otherwise
(zarf) yoksa, bunun dışında, başka, başka türlü, farklı, başkaca, ayrıca, diğer taraftan, başka konuyla
ألمانية - الإنجليزية
or else
otherwise
failing which