Tom'un bazı gerçekten acı anıları vardı.
- Tom had some really painful memories.
Hisleri, görüntüleri, düşünceleri ya da anıları iletmeyen müzik sadece arka fon gürültüsüdür.
- Music that doesn't transmit feelings, images, thoughts, or memories is just background noise.
Onlar Gandhi'nin anısına bir heykel diktiler.
- They erected a statue in memory of Gandhi.
Olay anımızda hâlâ taze.
- The event is still fresh in our memory.
Keşke daha iyi bir hafızam olsa.
- I wish I had a better memory.
Tom'un zayıf bir hafızası var.
- Tom has a poor memory.
En ufak bir şüphe olmadan, rüya daha önceki hayattan bir hatıraydı.
- Without the slightest doubt, the dream was a memory from a previous life.
Hafızamı kaybettiğimi hatırlamıyorum.
- I don't remember losing my memory.
Ölmüş kocasının anısına değer verdi.
- She cherished the memory of her dead husband.
Babamın anısına bir şiir yazdım.
- I wrote a poem in memory of my dad.
Boston'da geçirdiğim zaman, yıllarca hatıralarımı süsleyecek.
- I will have good memories of my time in Boston for many years.
Hatıralar için teşekkürler.
- Thanks for the memories.
Last week, I mailed him some souvenirs from the U.S.
- Letzte Woche versandte ich an ihn einige Andenken aus den Vereinigten Staaten.
He brought back several souvenirs.
- Er hat viele Andenken zurückgebracht.
Is there a souvenir shop in the hotel?
- Gibt es in dem Hotel einen Andenkenladen?
Last week, I mailed him some souvenirs from the U.S.
- Letzte Woche versandte ich an ihn einige Andenken aus den Vereinigten Staaten.