Bu, hayatımın en iyi anılarından biri olacaktır.
- This will be one of the best memories of my life.
Hisleri, görüntüleri, düşünceleri ya da anıları iletmeyen müzik sadece arka fon gürültüsüdür.
- Music that doesn't transmit feelings, images, thoughts, or memories is just background noise.
Olay anımızda hâlâ taze.
- The event is still fresh in our memory.
Onunla ilgili anılarım azalmaya başladı.
- My memory of her has begun to recede.
O iyi bir hafızaya sahiptir.
- He has a good memory.
Sen iyi bir hafızaya sahipsin.
- You have a good memory.
Dan yaptıklarından hiçbir şey hatırlamıyordu.
- Dan had no memory of what he had done.
Büyükannemi hayal meyal hatırlıyorum.
- I have a dim memory of my grandmother.
Bu anıt büyük bir devlet adamı anısınadır.
- This monument is in memory of a great statesman.
Ölmüş kocasının anısına değer verdi.
- She cherished the memory of her dead husband.
Kolej günlerimin hatıraları aklıma geliyor.
- Memories of my college days come to my mind.
Eski güzel günlerin hatıraları sel gibi peş peşe geldi.
- Memories of the good old days came flooding back one after another.
He brought back several souvenirs.
- Er hat viele Andenken zurückgebracht.
Last week, I mailed him some souvenirs from the U.S.
- Letzte Woche versandte ich an ihn einige Andenken aus den Vereinigten Staaten.
Is there a souvenir shop in the hotel?
- Gibt es in dem Hotel einen Andenkenladen?
Last week, I mailed him some souvenirs from the U.S.
- Letzte Woche versandte ich an ihn einige Andenken aus den Vereinigten Staaten.