Yayın yönetmeni el yazısı kitaba baktı.
- The editor glanced over the manuscript.
Bu el yazısı eseri Fransızcadan İngilizceye çevirebilir misin?
- Can you translate this manuscript from French to English?
O, yeni oyununun el yazmasını bana gösterdi.
- He showed me the manuscript of his new play.
Cumaya kadar el yazmasını tamamlayabilir misiniz?
- Can you manage to complete the manuscript by Friday?
Müsveddeme hızla göz attı.
- He quickly scanned my manuscript.
1935'de bir yazar, annesi tarafından sağlanan fonla bir şiir kitabı yayımlattı. İthaf yazısında, onun kitap müsveddesini kabul etmeyen tüm editörlere teşekkür etti.
- In 1935 a writer published a book of poetry with funds provided by his mother. In the dedication he thanked all the editors who had rejected his manuscript.
O, yeni oyununun el yazmasını bana gösterdi.
- He showed me the manuscript of his new play.
Tom el yazmamın hatalarını düzeltti.
- Tom proofread my manuscript.
O, yeni oyununun el yazmasını bana gösterdi.
- He showed me the manuscript of his new play.
Tom el yazmamın hatalarını düzeltti.
- Tom proofread my manuscript.
Doctor James Mortimer cebimde bir el yazması metin var dedi.
- I have a manuscript in my pocket, Doctor James Mortimer said.