Gerçekten kötü bir akşamdan kalmayım.
- I have a really bad hangover.
Mahmurluğun en kötü türü duygusal mahmurluktur.
- The worst kind of hangover is emotional hangover.
Onun korkunç bir içki sersemliği var.
- He has a terrible hangover.
Tom ertesi gün acı bir kalıntı ile uyandı.
- Tom woke up the next day with a painful hangover.
Robotlar iş yerinde harika, çünkü onların tuvalete ve yemek molalarına ihtiyacı yok, hastalanmazlar ya da işe bir içki mahmurluğu ile gelmezler.
- Robots are great in the workplace, because they don't need toilet or meal breaks, don't get sick or come to work with a hangover.
İçki mahmurluğunu durduracak bir şey içmeliydim.
- I should have drunk something that stops hangovers.