Olay onun geleceğini etkiledi.
- The event affected his future.
Olay anımızda hâlâ tazedir.
- The event is still fresh in our memory.
Atletizm yarışması yıllık bir etkinliktir.
- The athletic meet is an annual event.
Dalış yarışması Olimpiyatları izlemek için Mary'nin favori olaylardan biridir.
- The diving competition is one of Mary's favorite events to watch in the Olympics.
Ne olursa olsun elimden gelenin en iyisini yapacağım.
- In any event, I will do my best.
Tom'un sonuçta Mary'ye elmas bir yüzük alması için yeterli parası olmalıydı.
- Tom should eventually have enough money to buy Mary a diamond ring.
Sonuçta işler değişti.
- Things eventually changed.
Her halükarda denemeye değer.
- It's worth trying at all events.
Olay belleğimde hâlâ canlı duruyor.
- The event still remains vivid in my memory.
Ben olguyu erteledim.
- I postponed the event.