Erkekler amaçlarına ulaştı.
- The men achieved their objectives.
Nesnel olduğumu düşünüyorum.
- I think I'm objective.
Bu görevi başka bir kişiye vermelisin.
- You should give this task to some other person.
Görevi tamamlamak için daha fazla zamana ihtiyacı vardı.
- He needed more time to complete the task.
Objektif olarak bakınca, onun görüşleri rasyonalizmden epey uzak.
- From an objective viewpoint, his argument was far from rational.
Metinler hiç objektif değiller.
- Texts are never objective.
Ayaklanma, hedeflerine ulaşmakta başarısız oldu.
- The uprising failed to achieve its objectives.
Bu çok önemli bir hedef ve ulaşmak oldukça zor olacak.
- That is a very important objective and it will be quite tricky to achieve.
Sen tarafsız olmuyorsun.
- You're not being objective.
Tom tarafsız, değil mi?
- Tom is objective, isn't he?
Nesnel olduğumu düşünüyorum.
- I think I'm objective.
Tom, Ayn Rand felsefesinin gerçekten tarafsız olduğuna inanmaktadır.
- Tom believes the philosophy of Ayn Rand is truly objective.
O, çok dikkatli yazmasına rağmen, yazma ödevinde çok sayıda hataları vardı.
- Although he was writing carefully, he had many mistakes in his writing task.
O, iş için uygun değil.
- He is not up to the task.
Görevde onunla işbirliği yaptım.
- I cooperated with him in the task.
... There are alternatives to accomplish the objective I have, which is to bring down rates, broaden ...
... to really accept that there isn't an objective measure ...