الإنجليزية - التركية
تعريف an ion that causes haze في الإنجليزية التركية القاموس.
- tin
- kalay
Tom'un kalay folyo şapkasını kullanarak sandviçini sardı.
-She wrapped her sandwich using Tom's tinfoil hat.
Bronz, bakır ve kalaydan oluşmaktadır.
-Bronze is composed of copper and tin.
- tin
- {i} konserve kutusu
- tin
- {f} kalaylamak
- tin
- kutulamak
- tin
- saç
- silicate
- silikat
- tin
- {f} teneke kutuya koy
- tin
- (yiyecek/vb.) konservelemek
- tin
- tenekeden yapılmış
- tin
- teneke kutu
Teneke kutu içinde altı tane balık var.
-There are six fish inside the tin can.
- tin
- (Mühendislik) kalay, teneke
- silicate
- {i} silisik asit tuzu
- silicate
- (Tıp) Asit silisit tuzu
- tin
- tin god tanrı gibi ululanan değersiz kimse
- tin
- (sıfat) kalay, teneke
- tin
- (Tıp) Sn sembolü ile bilinen, atom no: 50 ve atom ağırlığı: 118.70 olan kimyasal element, kalay
- tin
- {f} İng. (bir şeyi) teneke
- tin
- (Nükleer Bilimler) (sn) kalay
المصطلحات ذات الصلة
an ion that causes haze
الواصلة
an i·on that causes hazeالتركية النطق
ın ayın dhıt kôzîz heyzالنطق
/ən ˈīən ᴛʜət ˈkôzəz ˈhāz/ /ən ˈaɪən ðət ˈkɔːzɪz ˈheɪz/
Resimler
السابق
المفضلات