an investor who believes that prices are going to fall

listen to the pronunciation of an investor who believes that prices are going to fall
الإنجليزية - التركية

تعريف an investor who believes that prices are going to fall في الإنجليزية التركية القاموس.

bear
{f} taşımak

O, Marilyn Monroe'ya acayip bir benzerlik taşımaktadır. - She bears an uncanny resemblance to Marilyn Monroe.

Bu mevduat yüzde üç faiz taşımaktadır. - This deposit bears three percent interest.

bear
{i} ayı

Ben çocukken, komşuları korkutmak için bir evcil kahverengi ayım olsun istedim. - When I was little, I wanted to have a pet brown bear to scare my neighbors.

Benjamin, bir ayıyı tüfekle vurdu. - Benjamin shot a bear with a rifle.

bear
ayıya benzer hayvan
bear
doğurmak, dünyaya getirmek
bear
borsada fiyatlar düşecek ümidiyle ilerde alacağı tahvil ve senetleri evvelden satan kimse
bear
{f} (bore/eski bare, borne)
bear
{f} sineye çekmek

Tom'un sineye çekmekten başka seçeneği yoktu. - Tom had no choice but to grin and bear it.

bear
vurguncu
bear
aklında olmak
bear
uygun olmak
bear
(Finans) Borsa spekülatörü
bear
{f} götürmek
bear
{f} hazmetmek
bear
{f} getirmek
bear
(fiil) taşımak; katlanmak, çekmek, sineye çekmek, üstlenmek, gütmek (kin), hazmetmek, dişini sıkmak; götürmek, getirmek, vermek, dönmek; değmek, sapmak, yönelmek; spekülasyon yapmak, borsa fiyatlarını düşürmek; duymak (sevgi); doğurmak
bear
{f} spekülasyon yapmak
bear
{f} dişini sıkmak
bear
{f} borsa fiyatlarını düşürmek
bear
spekülatör,v.taşı: n.ayı
bear
{f} taşımak; kaldırmak: It won't bear your weight. Senin ağırlığını kaldırmaz. They have the right to bear arms
الإنجليزية - الإنجليزية
bear
an investor who believes that prices are going to fall

    الواصلة

    an in·ves·tor who believes that prices are Go·ing to Fall

    التركية النطق

    ın învestır hu bîlivz dhıt praysız ır gōîn tı fôl

    النطق

    /ən ənˈvestər ˈho͞o bəˈlēvz ᴛʜət ˈprīsəz ər ˈgōən tə ˈfôl/ /ən ɪnˈvɛstɜr ˈhuː bɪˈliːvz ðət ˈpraɪsəz ɜr ˈɡoʊɪn tə ˈfɔːl/
المفضلات