الإنجليزية - التركية
تعريف an investment with poor results في الإنجليزية التركية القاموس.
- lemon
- {i} limon
Limon ve misket limonu asitli meyvedir.
-Lemons and limes are acidic fruits.
Bu limonlar çok taze.
-These lemons are fresh.
- lemon
- limonlu
Limonlu gazozu portakallı gazozdan daha çok severim.
-I like lemonade more than orangeade.
Bir ananas suyu, bir limonlu çay, bir bira ve bir bardak kırmızı şarap.
-A pineapple juice, a tea with lemon, a beer, and a glass of red wine.
- lemon
- limonata
Biraz limonata ister misiniz?
-Would you like some lemonade?
Hayat sana limonatalar veriyorsa, limonata yap.
-If life deals you lemons, make lemonade.
- lemon
- (Argo) hatalı ürün
- lemon
- (Argo) değersiz kimse
- lemon
- hıyarağası
- lemon
- hıyar
- lemon
- (Argo) kafa
- lemon
- {i} değersiz şey
- lemon
- lemon balm oğulotu
- lemon
- lemon peel limon kabuğu
- lemon
- bot Melissa offi cinalis lemon drop limon şekeri
- lemon
- lemon pudding limonlu puding
- lemon
- lemon squash İng
- lemon
- {i} işe yaramaz kimse
- lemon
- lemon verbena limon
- lemon
- Citrus limon
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف an investment with poor results في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- lemon
an investment with poor results
الواصلة
an in·vest·ment with poor resultsالتركية النطق
ın învesmınt wîdh pûr rizʌltsالنطق
/ən ənˈvesmənt wəᴛʜ ˈpo͝or rēˈzəlts/ /ən ɪnˈvɛsmənt wɪð ˈpʊr riːˈzʌlts/
Resimler
المفضلات