Tomurcuklar patlamaya başladı.
- The buds began to burst.
Biz patlama duyduk ve evin tutuştuğunu gördük.
- We heard the explosion and saw the house burst into flames.
Bizim su boruları patlamış.
- Our water pipes burst.
Su boruları dondu ve sonra patladı.
- The water pipes froze and then burst.
Kız annesini görür görmez birden ağlamaya başladı.
- Instantly the girl saw her mother, she burst out crying.
Öyle güzel bir fıkraydı ki, herkes birden kahkahayı bastı.
- It was such a nice joke that everybody burst out laughing.