an innocent person; one free from, or unacquainted with, guilt or sin

listen to the pronunciation of an innocent person; one free from, or unacquainted with, guilt or sin
الإنجليزية - التركية

تعريف an innocent person; one free from, or unacquainted with, guilt or sin في الإنجليزية التركية القاموس.

innocent
masum

İlk başta, onların hepsi onun masum olduğuna ikna oldular. - At first, they were all convinced he was innocent.

Bu insanlar masum olmaktan başka bir şey değiller. - These people are anything but innocent.

innocent
{s} suçsuz

Onun suçsuz olduğunu iddia etti. - He maintained that he was innocent.

Tom muhtemelen suçsuz. - Tom is probably innocent.

innocent
arı
innocent
{i} aptal

Sen aptal bir kız değilsin, değil mi? - You're not an innocent girl, are you?

innocent
{i} günahsız
innocent
{i} zararsız kimse
innocent
suçsuz olmak
innocent
safdil
innocent
{i} saf

Tom saf saf gülümsedi. - Tom smiled innocently.

Görünüşe rağmen, sen bir sapıksın. Ben bir sapık değilim. Ben saf ve masum bir genç kızım. Evet, evet, yok daha neler. - Despite appearances, you're a pervert. I'm not a pervert. I'm a pure and innocent young girl. Yeah, yeah, give me a break.

innocent
temiz kalpli
innocent
zararsız

Onların hepsi zararsız çocuklar. - They are all innocent children.

innocent
saflıkla
innocent
innocent emusement zararsız eğlence
innocent
{i} saftrik
innocent
innocentlymasumca
innocent
{i} masum kimse/çocuk
الإنجليزية - الإنجليزية
innocent
an innocent person; one free from, or unacquainted with, guilt or sin

    الواصلة

    an in·no·cent person; one free from, or un·ac·quaint·ed with, guilt or sin

    النطق

المفضلات