Gerçekleri abartmayalım.
- Let's not exaggerate the facts.
Gerçekler uzun yıllar boyunca açıklanmadı.
- The facts did not become public for many years.
Bu olay hakkındaki gerçeği bilmek istiyor musun?
- Would you like to know the truth about this fact?
Olay hakkındaki tüm gerçekler bilinene kadar bekleyin.
- Wait until all the facts in the case are known.
Olgun insanlar fikirler hakkında konuşur, aydınlar gerçekler hakkında, ve sıradan insanlar da ne yedikleri hakkında konuşurlar.
- Wise men talk about ideas, intellectuals about facts, and the ordinary man talks about what he eats.
Bir kaynak olmadan olgusal ifadeler üretmeyin.
- Don't make factual statements without a source.
O fabrika, bilgisayar üretimi içindir.
- That factory is for the manufacture of computers.
Mary bilgisayarında çalışıyor gibi davrandı ama aslında o, konuşmaya kulak misafiriydi.
- Mary pretended to be working on her computer, but in fact she was eavesdropping on the conversation.