an inclosed or uninclosed tract of ground for pleasure, for pasturage, etc

listen to the pronunciation of an inclosed or uninclosed tract of ground for pleasure, for pasturage, etc
الإنجليزية - التركية

تعريف an inclosed or uninclosed tract of ground for pleasure, for pasturage, etc في الإنجليزية التركية القاموس.

common
müşterek

Tom ve Mary'nin müştereken şaşırtıcı bir şeyi var. - Tom and Mary have something surprising in common.

Matematikçiler buna Fransızlarla müştereken sahiptir: onlara her ne söylemeye çalışıyorsan, onlar onu alır ve onu kendi tarzlarıyla çevirir ve onu tamamen farklı bir şeye çevirirler. - Mathematicians have this in common with the French: whatever you're trying to say to them, they take it and translate it in their own way and turn it around into something completely different.

common
yaygın

Amerika'daki kilise okullarının ve bazı özel okulların üniforması vardır, onlar yaygın değildir. - While some private and church schools in America have uniforms, they are not common.

Sigara içen insanların sayısı artıyor, bu yüzden kanser yakında ölümün en yaygın nedeni olacak. - The number of people who smoke is increasing, so cancer will soon be the most common cause of death.

common
{s} ortak

Birçok Asyalının ortak dili İngilizce'dir. - The common language of many Asians is English.

İki başbakanın ortak hiçbir şeyi yoktu. - The two premiers had nothing in common.

common
{s} genel

Köpek balığı çorbası genellikle Çin'de evlenme törenlerinde ve ziyafetlerde servis edilir. - Shark fin soup is commonly served at Chinese weddings and banquets.

Antibiyotikler genellikle enzimatik inhibitörlerdir. - Antibiotics are commonly enzymatic inhibitors.

common
sıkça rastlanan
common
{i} halka açık yer
common
kamusal
common
çok kullanılan

30 tane en çok kullanılan küfürlü kelimelerin listesini düzenledim. - I compiled a list of 30 of the most common dirty words.

common
halka açık yeşil alan
common
(adj) ortak
common
müşterek, ortak; beraber yapılan: common defense ortak savunma. common enemy ortak düşman. common grave ortak bir mezar. common prayer
common
{i} park
common
{i} meydan
common
umuma ait
common
common consent umumun rızası
common
{s} bayağı
common
(sıfat) ortak, müşterek, genel, yaygın; kaba saba, kaba, adi; sıradan, bilinen; bayağı, olağan, alışılagelmiş, alelâde
common
{s} kaba

Sodyum bikarbonat, yaygın olarak kabartma tozu olarak bilinir. - Sodium bicarbonate is commonly known as baking soda.

الإنجليزية - الإنجليزية
common
an inclosed or uninclosed tract of ground for pleasure, for pasturage, etc

    الواصلة

    an in·closed or un·in·closed tract of ground for pleasure, for pasturage, etc

    النطق

المفضلات