تعريف an impure condition indicating the presence of undesirable matter in pool water في الإنجليزية التركية القاموس.
- contaminated
- kirletilmiş
Mutasyonların kökeni kirletilmiş su tüketiminde gibi görünüyor.
-It seems that the origin of the mutations is in the consumption of contaminated water.
Şehir arabalar tarafından üretilen siyah dumanla kirletilmiş.
-The city is contaminated with that black smoke produced by engines with wheels.
- contaminated
- bulaşmış
- contaminated
- üzerine bulaşmış
- contaminated
- mülevves
- contaminated
- mikroplu
- contaminated
- (Askeri) KİRLETİLMİŞ, KİRLENMİŞ: Kimyasal harp maddeleri vasıtasıyla zehirli veya mayın ile tehlikeli hale getirilmiş
- contaminated
- kirlet(mek)
- contaminated
- kirli
- contaminated
- kirli,v.kirlet: adj.kirli
- contaminated
- kirlet
Su petrolle kirletilmiş.
-The water was contaminated with oil.
Kızgınlıkla Hey, suyumu kirlettiniz! diye bağırdı.
-He shouted angrily, Hey! You contaminated my water!
- contaminated
- {s} kirlenmiş
Bu enfeksiyonlara kirlenmiş süt sebep oldu.
-These infections were caused by contaminated milk.
Kirlenmiş gıda yediğine dair bir ihtimal var mı?
-Is there any chance that you have eaten any of the contaminated food?
- contaminated
- {s} bozulmuş
Tom biraz bozulmuş sığır eti yediği için öldü.
-Tom died because he had eaten some contaminated beef.
المصطلحات ذات الصلة
تعريف an impure condition indicating the presence of undesirable matter in pool water في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- contaminated