Para kazanmak onun dinidir.
- Making money is his religion.
O Japon diniyle ilgili iyi bir bilgiye sahiptir.
- He has a good knowledge of Japanese religion.
İki ülke dinde ve kültürde farklıdır.
- The two countries differ in religion and culture.
İki bölge dinde ve kültürde farklıdır.
- The two regions differ in religion and culture.
Batıl inanç güçsüz akılların dinidir.
- Superstition is the religion of feeble minds.
Bu gerçek bir din değil. Bu bir tarikat.
- It's not a genuine religion. It's a cult.
Bir dinle bir tarikat arasındaki fark nedir?
- What's the difference between a religion and a cult?