تعريف an establishment at one geographical location containing one or more work areas في الإنجليزية التركية القاموس.
- workplace
- iş yeri
Robotlar iş yerinde harika, çünkü onların tuvalete ve yemek molalarına ihtiyacı yok, hastalanmazlar ya da işe bir içki mahmurluğu ile gelmezler.
-Robots are great in the workplace, because they don't need toilet or meal breaks, don't get sick or come to work with a hangover.
Tüm Amerikan işçilerinin yaklaşık yarısının iş yeri emeklilik tasarruf planına girişleri yok.
-About half of all American workers do not have access to workplace retirement savings plan.
- workplace
- {i} işyeri
Wienczysława, işyerindeki en güzel esmerdir.
-Wienczysława is the most beautiful brunette in the workplace.
Tom işini seven mutlu bir adam ve işyeri hakkında iyi hissediyor.
-Tom is a happy guy who likes his job and feels good about his workplace.
- workplace
- {i} atölye
- workplace
- {i} dükkân
- workplace
- işyer
Sami ve Leyla'nın karşılaşmaları işyerleri ile sınırlıydı.
-Sami and Layla's encounters were limited to their workplace.
Tom işini seven mutlu bir adam ve işyeri hakkında iyi hissediyor.
-Tom is a happy guy who likes his job and feels good about his workplace.
المصطلحات ذات الصلة
تعريف an establishment at one geographical location containing one or more work areas في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- workplace