an enthusiast; a zealot

listen to the pronunciation of an enthusiast; a zealot
الإنجليزية - التركية

تعريف an enthusiast; a zealot في الإنجليزية التركية القاموس.

enthusiastic
{s} coşkulu

Onun konuşması coşkulu alkışlarla karşılandı. - His speech met with enthusiastic applause.

Bu kitap, onun coşkulu araştırmasının bir sonucudur. - This book is a result of his enthusiastic research.

enthusiastic
{s} istekli

Sen çok istekli görünmüyorsun. - You don't seem very enthusiastic.

O duygularını sakladı ve istekliymiş gibi davrandı. - He hid his emotions and pretended to be enthusiastic.

enthusiastic
{s} ateşli
enthusiastic
meraklı
enthusiastic
hararetli
enthusiastic
şevkli
enthusiastic
coşkun
enthusiastic
{s} hevesli

Tom çok hevesli değil, değil mi? - Tom isn't very enthusiastic, is he?

George yeni işi hakkında çok hevesli. - George is very enthusiastic about his new job.

enthusiastic
{s} can atan
الإنجليزية - الإنجليزية
enthusiastic
an enthusiast; a zealot
المفضلات