O bir müfreze çavuşu. - He's a platoon sergeant.
O bir müfreze çavuşu.
He's a platoon sergeant.
Orduda özellikle nefret ettiğim bir çavuş vardı. - There was a sergeant that I particularly hated in the army.
Orduda özellikle nefret ettiğim bir çavuş vardı.
There was a sergeant that I particularly hated in the army.
Bir yüzbaşı bir astsubayın üstündedir. - A captain is above a sergeant.
Bir yüzbaşı bir astsubayın üstündedir.
A captain is above a sergeant.