an assault in which the assailant makes physical contact

listen to the pronunciation of an assault in which the assailant makes physical contact
الإنجليزية - التركية

تعريف an assault in which the assailant makes physical contact في الإنجليزية التركية القاموس.

battery
pil

Saat durmuş. Yeni bir pil gerekli. - The clock has stopped. A new battery is needed.

Dün, ben saatime yeni bir pil koydurdum. - I got a new battery put in my watch yesterday.

battery
batarya

Koluna biraz batarya asidi döktüğümde en iyi gömleklerimden birini mahvettim. - I ruined one of my best shirts when I spilled some battery acid on the sleeve.

Arabamın bataryasını şarj etmek zorundayım. - I have to charge the battery of my car.

battery
(Kanun) darp

Tom saldırı ve darp ile suçlandı. - Tom has been charged with assault and battery.

Saldırı ve darptan suçlandı. - He was charged with assault and battery.

battery
atıcı beysbol
battery
(Tıp) bateri
battery
(Kanun) dayak
battery
takım

Pil takımımı nereye koydum? - Where did I put my battery pack?

battery
(İnşaat) batarya, akü
battery
{i} huk. dövme, dayak
battery
(isim) pil, akü, batarya; borda topları; seri, dizi, takım; vurmalı çalgılar, vuruş; atıcı [beysb.], kötü muamele; tavuk kafesleri dizisi
battery
{i} vurmalı çalgılar
battery
{i} kötü muamele
battery
elek
battery
(Askeri) BATARYA: Kara ordusunun diğer sınıflarında bir bölüğe veya benzeri birliğe tekabül eden taktik ve idari topçu birliği veya asbirliği
battery
{i} vuruş
battery
{i} borda topları
battery
{i} dizi, seri, takım
battery
elektrik bataryası
battery
takım/batarya/pi
battery
{i} elek. pil; akümülatör, akü
الإنجليزية - الإنجليزية
battery
an assault in which the assailant makes physical contact

    الواصلة

    an as·sault in which the as·sail·ant makes phys·i·cal con·tact

    التركية النطق

    ın ısôlt în hwîç dhi ıseylınt meyks fîzîkıl käntäkt

    النطق

    /ən əˈsôlt ən ˈhwəʧ ᴛʜē əˈsālənt ˈmāks ˈfəzəkəl ˈkänˌtakt/ /ən əˈsɔːlt ɪn ˈhwɪʧ ðiː əˈseɪlənt ˈmeɪks ˈfɪzɪkəl ˈkɑːnˌtækt/
المفضلات