Mary beline bir önlük bağladı ve daha sonra hindiyi fırından çıkardı.
- Mary tied an apron around her waist and then took the turkey out of the oven.
Annem mutfakta bir önlük giyiyor.
- Mother is in the kitchen wearing an apron.
Yanlış yapmak yok: Biz birliklerimizi Afganistan'da tutmak istemiyoruz. Biz orada askeri üs aramıyoruz.
- Make no mistake: we do not want to keep our troops in Afghanistan. We seek no military bases there.
Buraya yakın bir askeri üs var.
- There is a military base near here.
Fenolftalein, 10.0 ya da daha fazla bir pH'a sahip olan bir baz varlığında parlak mora dönüşecektir ve 8.2 ya da daha az bir pH değerine sahip bir çözeltinin varlığında renksiz kalacaktır.
- Phenolphthalein will turn fuchsia in the presence of a base with a pH of or above 10.0 and will remain colorless in the presence of a solution with a pH of or below 8.2.
Onlar bazen beyzbol oynarlar.
- They sometimes play baseball.
Felsefe taşı baz metalleri altına dönüştürebilen efsanevi bir maddeydi.
- The philosopher's stone was a legendary substance capable of turning base metals into gold.
Simyagerler kurşun gibi baz metalleri altına dönüştürmeye çalıştı.
- Alchemists tried to turn base metals such as lead into gold.
Bu hikaye gerçeklere dayanmaktadır.
- This story is based on facts.
Onun fikirleri onun deneyimine dayanmaktadır.
- His ideas are based on his experience.
Geometri noktalar, çizgiler ve düzlemlere dayalıdır.
- Geometry is based on points, lines and planes.
Corsairfly, Paris merkezli bir havayoludur.
- Corsairfly is an airline based in Paris.
Chicago Cubs, Chicago, Illinois merkezli bir profesyonel beyzbol takımıdır.
- The Chicago Cubs are a professional baseball team based in Chicago, Illinois.
The portion of a stage extending towards the audience beyond the proscenium arch in a theatre.