Derhal bir ambulans geldi.
- An ambulance arrived immediately.
Yaralılar ambulansla geldiler.
- The wounded arrived by ambulance.
Cankurtaranlar kırmızı ışıklarda durmak zorunda değiller ama genellikle yavaşlarlar.
- Ambulances don't have to stop at red lights, but they usually slow down.
Bir cankurtarana ihtiyacın var.
- You need an ambulance.
Ambülansla hemen yakındaki hastaneye kaldırıldı.
- He was rushed by ambulance to the nearby hospital.
Oraya otobüsle gitmek iki saat alır.
- It'll take two hours to get there by bus.
Oraya otobüsle gitmek ne kadar sürer?
- How long would it take to get there by bus?
Evim otobüs durağına yakın.
- My house is close to a bus stop.
Otobüs on beş dakika içinde istasyona gelecek.
- The bus will arrive at the station in fifteen minutes.
Kaza olduğunda neredeyse otobüsteki yolcuların hepsi uyuyordu.
- Almost all of the passenger in the bus were asleep when the accident happened.
Otobüs yolcuları almak için durdu.
- The bus stopped to take up passengers.
So they had to take me from there in an ambulance. . . . I remember my dad and uncle used to call them meat wagons.
... pretending he's an ambulance. ...