an allowance of provender given to a horse, cow, etc

listen to the pronunciation of an allowance of provender given to a horse, cow, etc
الإنجليزية - التركية

تعريف an allowance of provender given to a horse, cow, etc في الإنجليزية التركية القاموس.

feed
(Tekstil) 1. beslemek 2. besleme
feed
ikmal
feed
yemlemek
feed
hayvan yiyeceği
feed
{f} besle

Herkes yeni kelimeleri göstermek için veritabanını besleyebilir. - Everyone can feed the database to illustrate new vocabulary.

O, büyük ailesini beslemek zorundaydı. - He had to feed his large family.

feed
yemek

Köpeğe yemek vermedim. - I didn't feed the dog.

Sana çok yemek vermediler, değil mi? - They didn't feed you much, did they?

feed
beslenmek
feed
besleme

Tom köpeğini beslemeyi unuttu. - Tom forgot to feed his dog.

İlginç bir kişi olmak için aklınızı beslemek ve egzersiz yaptırmak zorundasınız. - To be an interesting person you have to feed and exercise your mind.

feed
(Bilgisayar) Özet akışı, bilgilendirme
feed
feed up fazla yedirmek
feed
yiyecek vermek
feed
besle,v.besle: n.besleme
feed
{f} otlatmak
feed
gıdası olmak
feed
{f} yemek yemek
feed
(Tıp) Beslenmek, gıda almak
feed
{f} yemek vermek
feed
{f} (fed)
feed
{f} doyurmak

Anneler çocuklarını doyurmak için kendileri açlıktan öldü. - Mothers starved themselves to feed their children.

feed
(Tıp) Yiyecek, gıda, havyan yemi
الإنجليزية - الإنجليزية
feed
an allowance of provender given to a horse, cow, etc
المفضلات