Kendi hırsının kurbanı oldu.
- He fell a victim to his own ambition.
Tabiri caizse, bunlar savaş kurbanlarıydı.
- These were victims of war, so to speak.
Mağdur kimselerin yiyecek ve giyecek ihtiyaçlarını karşılamalıyız.
- We must provide food and clothes for the victims.