an act that injures someone

listen to the pronunciation of an act that injures someone
الإنجليزية - التركية

تعريف an act that injures someone في الإنجليزية التركية القاموس.

injury
zarar
injury
(Askeri) YARALANMA, ZEDELENME, SAKATLIK: Kırık, yara, burkulma, incinme, çıkık, sarsıntı, ezilme ve benzeri haller için kullanılan terim. Bu terim; ayrıca çok sıcaktan veya devamlı olarak sıcağa maruz kalmaktan doğan halleri de ihtiva eder. Bir toksik veya zehirli maddeye maruz kalmaktan ileri gelen şiddetli zehirlenmelerde -kirletilmiş yiyeceklerden meydana gelenler hariç injury olarak sınıflandırılır. Bak. "battle casualty", "casualty", "disabling" injury", "non-battle injury"
injury
dokunca
injury
{i} yara

Yarasının iyileşmesi Rei'nin 20 gününü aldı. - It took Rei 20 days to get over her injury.

Uzun yolculuk onun yarasını ağırlaştırmış. - The long trip aggravated her injury.

injury
(İnşaat) yaralanma

Egzersiz yapmadan önce yaralanmayı önlemek için gerinirim. - I stretch before exercising to prevent injury.

Bu hafif bir hatanın ciddi yaralanmalara yol açabileceği çok tehlikeli bir spor. - It's a very dangerous sport, where a slight mistake can lead to serious injury.

injury
{i} incitme
injury
{i} kırma
injury
tahribat
injury
(Askeri) sakatlık

Sakatlık tahmin ettiklerinden daha ciddiydi. - The injury was more serious than they had supposed.

injury
ziyan
injury
hasar

Agrafili insanlar bir beyin hasarı nedeniyle yazı yazamazlar. - People with agraphia can't write due to a brain injury.

injury
(Tıp) Zedelenme, yaralanma, bozulma
injury
{i} eza, üzgü
injury
(Biyoloji) incinme
injury
{i} haksızlık
injury
yaralanma/yara
الإنجليزية - الإنجليزية
injury
an act that injures someone

    الواصلة

    an act that injures some·one

    التركية النطق

    ın äkt dhıt încırz sʌmwʌn

    النطق

    /ən ˈakt ᴛʜət ˈənʤərz ˈsəmˌwən/ /ən ˈækt ðət ˈɪnʤɜrz ˈsʌmˌwʌn/
المفضلات