الإنجليزية - التركية
تعريف an act of secrecy, especially one involving thievery في الإنجليزية التركية القاموس.
- stealth
- {i} gizlilik
Çita, avını yakalamak için gizlilik ve patlayıcı hızlandırma kombinasyonunu kullanır.
-The cheetah uses a combination of stealth and explosive acceleration to catch its prey.
- stealth
- gizli iş ya da eylem
- stealth
- dikkati çekmeden yapma
- stealth
- {i} gizli tutma; dikkati çekmeden yapma
- stealth
- {i} gizli iş
- stealth
- {i} gizli hareket
- stealth
- gizli iş veya teşebbüs
- stealth
- gizli
Daha sonra, onlar gizlice öldürüldüler.
-Later, they were murdered stealthily.
Sırplar 1999'da bir Amerikan F-117'sini düşürdüklerinde insanlar şaşırdılar. Aslında F-117 gibi gizli uçaklar dahil tüm Amerikan askeri uçakları zarar görebilirler.
-People were shocked when the Serbs shot down an American F-117 in 1999. Indeed, all American military aircrafts are vulnerable including stealth aircrafts like the F-117.
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف an act of secrecy, especially one involving thievery في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- stealth
thinks it fit that restitution according to this order be made to the petitioners for stealths committed upon them last winter (273).
an act of secrecy, especially one involving thievery
الواصلة
an act of secrecy, es·pe·cial·ly one in·vol·ving thiev·e·ryالنطق
Resimler
المفضلات