O benim evin kırık penceresini tamir etti.
- He repaired the broken window of my house.
Sobayı tamir etmesi için bir profesyonel kiraladım.
- I hired a professional to repair the stove.
Onlar arabalarını tamir etmek zorundalar.
- They have to repair their car.
Tamir etmek için radyoyu parçalara ayırdım.
- I took the radio apart to repair it.
Sadece gerekli tamiratları yapın lütfen.
- Just do the essential repairs, please.
Tamirci onarımın uzun sürmeyeceğini söyledi.
- The mechanic said the repair would not take long.
Cookie'nin evi onarımdadır.
- Cookie's house is under repair.