an act in which something is learned

listen to the pronunciation of an act in which something is learned
الإنجليزية - التركية

تعريف an act in which something is learned في الإنجليزية التركية القاموس.

learning
{i} öğrenme

Yabancı dil öğrenmek zordur. - Learning a foreign language is difficult.

Birazcık öğrenme tehlikeli bir şeydir. - A little learning is a dangerous thing.

learning
(Eğitim) sürekli öğrenme
learning
öğrenerek

Yaratıcılığım modern dilleri öğrenerek bir çıkış noktası buluyor. - My creativity finds an outlet through learning modern languages.

Biz Fransızca öğrenerek çok eğleniyoruz. - We're having a lot of fun learning French.

learning
öğrenim

Dil öğrenimi sayı sistemi gibidir; onun bir başlangıcı vardır ama sonu yoktur. - Language learning is like the number system; it has a beginning but doesn't have an end.

learning
{f} öğren

O Esparanto öğrenirken olmadı. - That didn't happen when I was learning Esperanto.

Ben biraz İngilizce öğreniyorum. - I am learning a little English.

learning
{i} bilgi

Bilgiye değer verip öğrenmek Yahudilerin tekelinde değildir. - Learning and cherishing data are not just the domain of Jewish people.

Dil öğrenmenin en zor kısmı kelime bilgisini ezberlemektir. - The hardest part of learning a language is knowing the vocabulary by heart.

learning
{f} öğren: p
learning
ilim kazanma
learning
malumat
learning
{i} bilim

Ben bir bilim öğrenmekteyim. - I have been learning a science.

learning
learn öğren
learning
{i} ilim, irfan
learning
{f} öğren: prep.öğrenerek
learning
{i} ilim
الإنجليزية - الإنجليزية
learning

Learning to ride a unicycle sounds exciting.

an act in which something is learned

    الواصلة

    an act in which some·thing I·s learn·ed

    التركية النطق

    ın äkt în hwîç sʌmthîng îz lırnd

    النطق

    /ən ˈakt ən ˈhwəʧ ˈsəmᴛʜəɴɢ əz ˈlərnd/ /ən ˈækt ɪn ˈhwɪʧ ˈsʌmθɪŋ ɪz ˈlɜrnd/
المفضلات