an acknowledgment that money or something else of value has been received

listen to the pronunciation of an acknowledgment that money or something else of value has been received
الإنجليزية - التركية

تعريف an acknowledgment that money or something else of value has been received في الإنجليزية التركية القاموس.

receipt
{i} makbuz

Bir makbuz istiyorum, lütfen. - I'd like a receipt, please.

Ben bir makbuz alabilir miyim. - May I have a receipt?

receipt
{i} tarife
receipt
alışveriş fişi
receipt
(Ticaret) alındı belgesi
receipt
alındı makbuzu
receipt
alma

Bir makbuz almayı unutma. - Be sure to get a receipt.

Makbuzunuzu almayı unutmayın. - Don't forget the receipt.

receipt
hasılat
receipt
reçete
receipt
alınma
receipt
fiş

Fişimi kaybettim. Hâlâ bir geri ödeme alabilir miyim? - I lost my receipt. Can I still get a refund?

Ben fişinizi yazarken siz de lütfen bekleyin/iz. - Please wait a moment while I write out your receipt.

receipt
ç.gelir
receipt
{f} makbuz vermek
receipt
(Askeri) SENET, MAKBUZ: Alınan para veya mal karşılığında verilen yazılı belge
receipt
ödendi kabul et
receipt
{i} yemek tarifi
receipt
alındı,makbuz
receipt
{i} makbuz, alındı; fiş
receipt
{f} fiş vermek
الإنجليزية - الإنجليزية
receipt
an acknowledgment that money or something else of value has been received

    الواصلة

    an ac·knowl·edg·ment that mon·ey or some·thing else of val·ue has been re·ceived

    التركية النطق

    ın äknälîcmınt dhıt mʌni ır sʌmthîng els ıv välyu hız bın risivd

    النطق

    /ən akˈnäləʤmənt ᴛʜət ˈmənē ər ˈsəmᴛʜəɴɢ ˈels əv ˈvalyo͞o həz bən rēˈsēvd/ /ən ækˈnɑːlɪʤmənt ðət ˈmʌniː ɜr ˈsʌmθɪŋ ˈɛls əv ˈvæljuː həz bən riːˈsiːvd/
المفضلات