an accompanying person in a social gathering etc

listen to the pronunciation of an accompanying person in a social gathering etc
الإنجليزية - التركية

تعريف an accompanying person in a social gathering etc في الإنجليزية التركية القاموس.

escort
(Turizm) tur refakatçisi
escort
eşlik edenler
escort
muhafız
escort
{f} refakât etmek

Sana refakat etmek üzere gönderildim. - I've been sent to escort you.

escort
eşlik ed

Ben herhangi bir yerde sana eşlik edebilir miyim? - Can I escort you anywhere?

Lütfen onun semtine kadar Tom'a eşlik edin. - Please escort Tom to his quarters.

escort
himaye veya nezaket gayesiyle refakat etmek
escort
konvoy
escort
{f} kavalyelik etmek
escort
{f} eşlik etmek
escort
{f} korumak
escort
{f} (korumak/gözetmek amacıyla) eşlik etmek
escort
himaye için refakat eden kimse
escort
refakat et

Sana refakat etmek üzere gönderildim. - I've been sent to escort you.

escort
{i} eskort

Herkes eskort servisinin iyi bir masajdan çok daha fazlasını sunduğunu bilir. - Everyone knows that an escort service offers more than a good massage.

Sami bir eskort servisini aradı ve alışıldık kızlarından birini istedi. - Sami phoned an escort service and asked for one of his regular girls.

escort
under escort himaye altında
escort
{i} koruma

Otobüs şoförü herhangi bir otobüs durağında durmadı, ancak bir polis korumasında Boston'a gelene kadar devam etti. - The bus driver didn't stop at any bus stops, but continued until he arrived in Boston with a police escort.

escort
{i} (koruma/gözetim için) eşlik eden; eşlik edenler
escort
maiyet
escort
{i} refakâtçı
الإنجليزية - الإنجليزية
escort
an accompanying person in a social gathering etc

    الواصلة

    an ac·com·pa·ny·ing per·son in a so·cial gath·er·ing etc

    التركية النطق

    ın ıkʌmpıniîng pırsın în ı sōşıl gädhırîng etsetırı

    النطق

    /ən əˈkəmpənēəɴɢ ˈpərsən ən ə ˈsōsʜəl ˈgaᴛʜərəɴɢ ˌetˈsetərə/ /ən əˈkʌmpəniːɪŋ ˈpɜrsən ɪn ə ˈsoʊʃəl ˈɡæðɜrɪŋ ˌɛtˈsɛtɜrə/
المفضلات