A group of children amusing themselves with pushing stones from the top , and watching as they plunged into the lake. -Gilpin.
He amused his followers with idle promises. -Johnson.
The children chased one another in a circle in front of their amused parents.
This is some form of amusement you're talking about.
Four boys amused themselves playing cards.
- Quatre garçons se sont amusés en jouant aux cartes.
He amused us with funny stories.
- Il nous amuse avec ses drôles d'histoires.
Biz boş eğlence için yaşamıyoruz.
- We do not live for idle amusement.
Tom bir eğlence parkına gitti.
- Tom went to an amusement park.
İşi insanları eğlendirmek olan ve şovlara katılan kişi bir eğlendiren kimsedir.
- The man whose work it is to amuse people who attend a show is an entertainer.
Sami kendini eğlendirmek için bir yol buldu.
- Sami found a way to keep himself amused.
Yabancı insanlar eğlenceli.
- Foreign people are amusing.
Onunla olmak eğlenceli.
- She is amusing to be with.
Espri seyirciyi eğlendirdi.
- The joke amused the audience.
Onun hikayesi herkesi eğlendirdi.
- His story amused everyone.
Ben çocukları eğlendirmem.
- I don't amuse children.
İşi insanları eğlendirmek olan ve şovlara katılan kişi bir eğlendiren kimsedir.
- The man whose work it is to amuse people who attend a show is an entertainer.
Bu video çok eğlendiriyor.
- This video is very amusing.
Çocuklarına eğlendirici bir hikaye anlattı.
- She told her children an amusing story.
Onun hikayesinden oldukça zevk aldık.
- We were greatly amused by her story.
Even the Sales Director seemed amused, which was performed by members of the staff.
Tom artık memnuniyet içinde değil.
- Tom is no longer amused.
Tom Mary'nin memnuniyet içinde olduğunu söyledi.
- Tom said that Mary was amused.
Ayyaşlar genellikle oldukça komiktirler.
- Drunkards are often quite amusing.
Onu komik bulmuyorum.
- I don't find that amusing.
Dedektif hikayeleri eğlendirici.
- Detective stories are amusing.
Çocuklar böyle eğlendirici şeyler söylüyor.
- The children say such amusing things.