Büyük babam şogide iyidir. Onun seviyesi dördüncü dan, amatör.
- My grandpa is good at shogi. His level is fourth dan, amateur.
Bu yıl da, amatör müzisyenler için düzenlenen çok sayıda düzenli konserler var.
- This year too there are many regular concerts for amateur musicians being held.
O, mükemmel bir centilmendir.
- He is a perfect gentleman.
O hiç centilmen değil.
- He is not at all a gentleman.
Sir Harold kibar bir İngiliz beyefendisi.
- Sir Harold is a fine English gentleman.
O, Amerikalı bir beyefendi değil mi?
- Isn't he an American gentleman?
İstasyonda güvenilir bir beyefendiyle karşılaştım.
- I met a certain gentleman at the station.
Sir Harold kibar bir İngiliz beyefendisi.
- Sir Harold is a fine English gentleman.
O bir bayan olduğu için, bu yüzden o bir beyefendi.
- As she is a lady, so he is a gentleman.
Bay Hawk, kibar bir beyefendidir.
- Mr Hawk is a kind gentleman.
Adamı örnek bir beyefendi olarak tanımladı.
- He described the man as a model gentleman.
Sen bir beyefendi ve bir bilim adamısın.
- You're a gentleman and a scholar.
Soylu erkek isyanda bir köle tarafından öldürüldü.
- The gentleman was killed by a slave in revolt.
Latrobe had extensive dealings with Jefferson, the most prominent gentleman-architect in the United States.
amateur sports.
She is an accomplished amateur woodworker.
he conducted extensive correspondence on wines with European suppliers, employing a wine vocabulary familiar to any modern amateur of wines.
Duct tape is a sure sign of amateur workmanship.
The entire thing was built by some amateurs with screwdrivers and plywood.