amaçlarıyla

listen to the pronunciation of amaçlarıyla
التركية - الإنجليزية
for the purposes of
amaç
objective

The men achieved their objectives. - Erkekler amaçlarına ulaştı.

amaç
purpose

The site is used for military purposes. - Alan askeri amaç için kullanılır.

Allocate a room for research purposes. - Araştırma amaçları için bir oda ayırın.

amaç
object

The men achieved their objectives. - Erkekler amaçlarına ulaştı.

amaç
aim

She aimed to become an actress. - O bir aktrist olmayı amaçladı.

We are always aiming at improving the quality of service. - Biz her zaman servis kalitesinde iyileştirmeyi amaçlıyoruz.

amaç
goal

I admit that, without him, those ten years of my life would have been empty and without goals. - İtiraf ediyorum, o olmadan yaşamımın bu on yılı boş ve amaçsız olurdu.

They will have achieved their goal. - Onlar amaçlarına ulaştılar.

amaç
intention

I need to know your intentions. - Amaçlarını bilmem gerekiyor.

Their intentions are obvious. - Onların amaçları açıktır.

amaç
target
amaç
{i} will

They will have achieved their goal. - Onlar amaçlarına ulaştılar.

amaç
{i} cause

We're here for a good cause. - Burada iyi bir amaç için buradayız.

amaç
point

What's the point in doing that? - Onu yapmada amaç nedir?

With all due respect, I think they both had valid points. - Kusura bakmayın ama, onların her ikisinin mantıklı amaçları var.

amaç
{i} dream
amaç
aim, goal, intention, objective, purpose, target, intent
amaç
scope
amaç
ideal
amaç
{i} idea
amaç
{i} intent

I need to know your intentions. - Amaçlarını bilmem gerekiyor.

Their intentions are obvious. - Onların amaçları açıktır.

amaç
higher
amaç
selective
amaç
end

Atomic energy can be used for peaceful ends. - Atom enerjisi barışçıl amaçlar için kullanılabilir.

amaç
function
amaç
sake
amaç
use

This room is used for various purposes. - Bu oda birçok amaçla kullanılır.

It's forbidden to use this information commercially. - Bu bilgiyi ticari amaçlı kullanmak yasak.

amaç
the purpose
amaç
to aim
amaç
goal of
amaç
sense
amaç
(Hukuk) objective, purpose, aim, objective
amaç
mission
amaç
bourn
amaç
destination

Tom and Mary finally reached their destination. - Tom ve Mary sonunda amaçlarına ulaştılar.

Truth is a goal, not a destination. - Gerçek, bir hedef değil, amaçtır.

amaç
wherefore
amaç
{i} design

It wasn't designed for that purpose. - Bu, o amaç için tasarlanmadı.

amaç
{i} bourne
amaç
{i} view
amaç
{i} Terminus
amaç
{i} turn
amaç
{i} consummation
amaç
{i} drift

Many people drift through life without a purpose. - Pek çok insan amaçsızca hayatın içinde sürükleniyor.

amaç
{i} meaning

I've been meaning to fix that leak. - O sızıntıyı gidermeyi amaçlıyorum.

التركية - التركية

تعريف amaçlarıyla في التركية التركية القاموس.

amaç
Hedef: "Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı maliye politikasının sosyal amacıdır."- Anayasa
amaç
Gaye: "Kuruluş amaç ve şartlarını kaybeden yahut kanunun öngördüğü yükümlülükleri yerine getirmeyen dernekler, kendiliğinden dağılmış sayılır."- Anayasa
amaç
Ulaşmak istenilen sonuç, maksat: "Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz."- Anayasa
amaç
Hedef
amaç
Gaye
amaç
Erek
amaç
Erişilmek istenilen sonuç, maksat
ÂMÂÇ
(Osmanlı Dönemi) f. Saban demiri
ÂMÂÇ
(Osmanlı Dönemi) Hedef, nişan tahtası
amaçlarıyla
المفضلات