amaçlar

listen to the pronunciation of amaçlar
التركية - الإنجليزية
(Dilbilim) objectives

The men achieved their objectives. - Erkekler amaçlarına ulaştı.

purposes

Atomic energy can be utilized for peaceful purposes. - Atom enerjisi barışçıl amaçlarla kullanılabilir.

Preserving world peace is one of the main purposes of the United Nations. - Dünya barışını korumak, Birleşmiş Milletlerin temel amaçlarından biridir.

goals

Write your goals down on a sheet of paper. - Amaçlarını bir kağıt parçası üzerine yaz.

Fred told his wife about the goals that he wanted to accomplish. - Fred başarmak istediği amaçlardan karısına bahsetti.

amaç
objective

The men achieved their objectives. - Erkekler amaçlarına ulaştı.

amaç
purpose

Many people drift through life without a purpose. - Pek çok insan amaçsızca hayatın içinde sürükleniyor.

Making money is his main purpose in life. - Para kazanmak hayatındaki asıl amaçtır.

amaç
object

The men achieved their objectives. - Erkekler amaçlarına ulaştı.

amaç
aim

Linguistics is the discipline which aims to describe language. - Dilbilim dili tanımlamayı amaçlayan bilim dalıdır.

We have achieved all our aims. - Biz tüm amaçlarımıza ulaştık.

amaç
goal

They will have achieved their goal. - Onlar amaçlarına ulaştılar.

I admit that, without him, those ten years of my life would have been empty and without goals. - İtiraf ediyorum, o olmadan yaşamımın bu on yılı boş ve amaçsız olurdu.

amaç
intention

Their intentions are obvious. - Onların amaçları açıktır.

I need to know your intentions. - Amaçlarını bilmem gerekiyor.

amaç
target
amaç
{i} will

They will have achieved their goal. - Onlar amaçlarına ulaştılar.

amaç
{i} cause

We're here for a good cause. - Burada iyi bir amaç için buradayız.

amaç
point

With all due respect, I think they both had valid points. - Kusura bakmayın ama, onların her ikisinin mantıklı amaçları var.

What's the point in doing that? - Onu yapmada amaç nedir?

amaç
{i} dream
amaç
aim, goal, intention, objective, purpose, target, intent
amaç
scope
amaç
ideal
amaç
{i} idea
amaç
{i} intent

Their intentions are obvious. - Onların amaçları açıktır.

I need to know your intentions. - Amaçlarını bilmem gerekiyor.

amaç
higher
amaç
selective
amaç
end

Atomic energy can be used for peaceful ends. - Atom enerjisi barışçıl amaçlar için kullanılabilir.

amaç
function
amaç
sake
amaç
use

This room is used for various purposes. - Bu oda birçok amaçla kullanılır.

It's forbidden to use this information commercially. - Bu bilgiyi ticari amaçlı kullanmak yasak.

amaç
the purpose
amaç
to aim
amaç
goal of
amaç
sense
amaç
(Hukuk) objective, purpose, aim, objective
amaç
mission
amaç
bourn
amaç
destination

Tom and Mary finally reached their destination. - Tom ve Mary sonunda amaçlarına ulaştılar.

Truth is a goal, not a destination. - Gerçek, bir hedef değil, amaçtır.

amaç
wherefore
amaç
{i} design

It wasn't designed for that purpose. - Bu, o amaç için tasarlanmadı.

amaç
{i} bourne
amaç
{i} view
amaç
{i} Terminus
amaç
{i} turn
amaç
{i} consummation
amaç
{i} drift

Many people drift through life without a purpose. - Pek çok insan amaçsızca hayatın içinde sürükleniyor.

amaç
{i} meaning

I've been meaning to fix that leak. - O sızıntıyı gidermeyi amaçlıyorum.

karşıt amaçlar
cross purposes
madde x' de yer alan amaçlar
(Hukuk) objectives laid down in article x
x maddesinde belirtilen amaçlar doğrultusunda
(Hukuk) for the purposes set out in article x YYYY
yatay amaçlar
(Politika, Siyaset) horizontal objectives
التركية - التركية

تعريف amaçlar في التركية التركية القاموس.

amaç
Hedef: "Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı maliye politikasının sosyal amacıdır."- Anayasa
amaç
Gaye: "Kuruluş amaç ve şartlarını kaybeden yahut kanunun öngördüğü yükümlülükleri yerine getirmeyen dernekler, kendiliğinden dağılmış sayılır."- Anayasa
amaç
Ulaşmak istenilen sonuç, maksat: "Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz."- Anayasa
amaç
Hedef
amaç
Gaye
amaç
Erek
amaç
Erişilmek istenilen sonuç, maksat
ÂMÂÇ
(Osmanlı Dönemi) f. Saban demiri
ÂMÂÇ
(Osmanlı Dönemi) Hedef, nişan tahtası
amaçlar
المفضلات