altitude

listen to the pronunciation of altitude
الإنجليزية - التركية
{i} irtifa

Her iki uçak da aynı irtifada uçuyordu. - Both planes were flying at the same altitude.

Eğer yüksek irtifada yaşarsan, su daha düşük sıcaklıkta kaynar. - If you live at a higher altitude, water boils at a lower temperature.

{i} rakım
(Askeri) İRTİFA, YÜKSEKLİK: Bir düzlem, bir nokta veya bir nokta olarak kabul edilen bir cismin ortalama deniz yüzeyinden ölçülen dikey mesafesi. Ayrıca bakınız: "absolute altitude, critical altitude, density altitude, drop altitude, elevation, height, minimum safe altitude, pressure altitude, transitien altitude, true altitude"
kot
denizden yükseklik
yüksek yerler ya da alanlar
{i} üstünlük
{i} itibar
{i} yükseklik

Hava bu yükseklikte çok aldatıcı olabilir. - The weather can be very treacherous at this altitude.

30,000 fit yükseklikte yol alıyoruz. - We are cruising at an altitude of 39,000 feet.

{i} yükselti
altitude sickness
(Askeri) YÜKSEK İRTİFA HASTALIĞI: Bir şahısta, alışılmış bulunduğundan daha yüksek bir irtifaa çıktığı zaman, atmosfer basıncının azalmasından ileri gelen dermansızlık, oksijen azlığı, bulantı, kusma ve bayılma arazı
altitude sickness
yükseklik hastalığı
altitude delay
(Askeri) irtifa gecikmesi
altitude delay
(Askeri) irtifa geciktirmesi
altitude difference
(Askeri) rakım farkı
altitude height
(Askeri) irtifa yüksekliği
altitude hold
(Askeri) irtifayı kilitleme
altitude hole
(Askeri) irtifa deliği
altitude hole
(Askeri) irtifa çukuru
altitude hole
(Askeri) irtifa boşluğu
altitude intercept
(Askeri) irtifa önlemesi
altitude sickness
(Havacılık) irtifa hastalığı
altitude sickness
(Askeri,Havacılık) yüksek irtifa hastalığı
altitude slot
(Askeri) irtifa deliği
altitude above sea level
deniz seviyesinden yükseklik
altitude control
yükseklik kontrolü
altitude engine
yükseklik motoru
altitude recorder
yükselti yazıcı
altitude recorder
yazıcı altimetre
altitude correction
rakım düzeltme
altitude gauge water
(Mühendislik) tanklarda, sabit borularda, depolarda ve ısıtma sistemlerindeki su yüksekliğini ölçen araç
altitude of
altitude
altitude sicknes
Yükseklik hastalığı, yükseklik tutması
altitude acclimatization
(Askeri) yüksek irtifaya alıştırma
altitude acclimatization
(Askeri) YÜKSEK İRTİFAA ALIŞTIRMA: Önemli derecede düşmüş atmosfer basıncına, sürekli şekilde maruz bırakmak suretiyle, tedrici fizyolojik intibak
altitude azimuth
(Askeri) İRTİFA SEMT AÇISI: Seyrüsefer üçgeni (navigational triangle) irtifa, sapma ve bilinen enlem ile çözülerek tayin edilmiş semt
altitude azimuth
(Askeri) irtifa semt açısı
altitude azimuth
(Havacılık) irtifa yan açısı
altitude datum
(Askeri) İRTİFA BAŞLANGIÇ YÜZEYİ: Dikey yer değiştirmelerin ölçüldüğü itibari düzey. İrtifa ölçmede başlangıç yüzeyi, hava aracının tam altındaki arazi veya ortalama deniz seviyesi dışında-belirli bir başlangıç yüzeyidir. Bu yüzey, basınç yüksekliği için, atmosfer basıncının 29.92 inçlik civa sütunu (1032.2 milibar) 'nu gösterdiği seviye; hakiki irtifa için ise, ortalama deniz yüzeyidir
altitude datum
(Askeri) irtifa başlangıç yüzeyi
altitude datum
yükseklik röperi
altitude delay
(Askeri) İRTİFA GECİKTİRMESİ; İRTİFA GECİKMESİ: Planlanmış mevki gösterge tipi ekran üzerinde irtifa çukurunu bertaraf etmek için, radar palsının gönderilmesi zamanı ile gösterge üzerindeki izin başlaması arasına sokulmuş senkronizasyon geciktirmesi
altitude difference
(Askeri) İRTİFA FARKI; RAKIM FARKI: Hesaplanmış irtifa ile kaba irtifa (observed altitude) arasında veya önceden hesaplanmış irtifa ile sekstan irtifai arasında yay dakikası olarak fark. Bu fark; Kaba veya sekstan irtifa, hesaplanmış veya önceden hesaplanmış irtifadan büyük veya küçük olduğuna göre T (Toward ,... ya) veya A (Away ..... dan) harfleriyle ifade edilir. Buna "altitude intercept" ve "intercept" de denir
altitude diving
(Askeri) irtifa dalışı
altitude height
(Askeri) İRTİFA YÜKSEKLİĞİ: bkz: "altitude datum"
altitude hold
(Askeri) İRTİFAYI KİLİTLEME: Otomatik uçuş kontrol sisteminde uçulan barometrik irtifanın otomatik olarak muhafaza edildiği bir kontrol tarzı
altitude hole
(Askeri) İRTİFA BOŞLUĞU: Uçağın hemen altında bulunan yerdeki noktayı temsil eden dış kenarın merkezinde, bir radar skopunun gösterimindeki radyal görüntünün başlangıcındaki boş bölge. Hava radarlarında, bu "irtifa deliği" olarak bilinmektedir
altitude intercept
(Askeri) İRTİFA ÖNLEMESİ: Bak. "altitude difference"
altitude recorder
(Havacılık) irtifa kayıt cihazı
altitude relight
(Havacılık) irtifada motoru çalıştırma
altitude reservation
(Askeri) irtifa rezervasyonu (ayırımı)
altitude separation
(Askeri) irtifa ayrımı
altitude separation
(Askeri) İRTİFA AYRILMASI: bkz: "vertical separation"
altitude slot
(Askeri) İRTİFA DELİĞİ: bkz: "altitude hole"
altitude tint
(Askeri) yükseklik renk ıskalası
altitude tint
(Askeri) YÜKSEKLİK RENK ISKALASI: Bak. "layer tints"
altitude wind tunnel
(Havacılık) irtifa rüzgar tüneli
alignment or altitude or alternate
uyum ya da yükseklik veya alternatif
altitudes
doruklar
transition altitude
(Askeri) geçiş irtifası
true altitude
(Askeri) hakiki irtifa
barometric altitude
barometrik yükseklik
cloud altitude
bulut yüksekliği
co altitude
açısal yükseklik
corrected altitude
gerçek yükseklik
cruising altitude
seyir yüksekliği
diving altitude
dalış yüksekliği
flight altitude
uçuş yüksekliği
high altitude aircraft
yüksek irtifa uçağı
high altitude bombing
yüksek irtifadan bombardıman
high altitude engine
yüksek irtifa motoru
high altitude flight
yüksek irtifa uçuşu
high altitude gas
yüksek irtifa gazı
high altitude supercharger
yüksek irtifa süperşarjeri
high altitude thunderstorm
yüksek irtifa fırtınası
high-altitude
yüksek irtifa
high-altitude airplane
yüksek irtifa uçağı
hold altitude
korunan yükseklik
low altitude
alçak irtifa
low altitude bombing
alçak bombardıman
low altitude flight
alçak uçuş
maximum power altitude
maksimum güç yüksekliği
medium altitude bombing
orta irtifadan bombardıman
pressure altitude
basınç yüksekliği
THAAD ( Terminal High Altitude Area Defence )
(Askeri) Terminal Yüksek İrtifa Alan Savunması
altitudinal
yükseklik
constant altitude
(Havacılık) Sabit irtifa

you must increase power to maintain a constant altitute.

density altitude
yoğunluk yüksekliği
flying at low altitude
alçak irtifada uçan
absolute altitude
(Askeri) MUTLAK YÜKSEKLİK; MUTLAK İRTİFA: Bir hava aracının üzerinde uçtuğu yüzeyden veya yeryüzünden yüksekliği. Ayrıca bakınız: "altitude"
altitudes
yüksekdoruklar
altitudes
yüksek yer
apparent altitude
(Askeri) BELLİ İRTİFA: Bak "rectified altitude"
astro altitude
(Askeri) YILDIZ İRTİFAI: Gök ufkundan cisme kadar ölçülen dikey dairenin yayı
attack altitude
(Askeri) TAARRUZ İRTİFAI: Bir hava önlemenin taarruz safhası esnasında önleyicinin manevrada bulunacağı irtifa
attack altitude
(Askeri) taarruz irtifaı
barometric altitude
(Askeri) BAROMETRİK İRTİFA: Standart atmosfere göre ortalama deniz seviyesi yüksekliği ile uçak seviyesindeki basınca tekabül eden yükseklik arasındaki farkı belirleyerek uçağın ulaştığı yükseklik
base altitude method
(Askeri) ANA İRTİFA BOMBARDIMAN USULÜ: Bir hava bombardıman usulü. Bu usulde; önden giden tayyare veya birkaç tayyareden müteşekkil kademe, bombalarını belirli bir yükseklikten (ana irtifadan), bunu takip eden tayyareler de daha yüksek irtifadan atar
bombing altitude
(Askeri) bombardıman irtifaı
bombing altitude
(Askeri) BOMBARDIMAN İRTİFAI: Bombalar atıldığı anda, uçağın yere nazaran yüksekliği
calculated altitude
(Askeri) HESAPLANMIŞ İRTİFA: Bir cismin belirli bir zamanda arzdaki belirli bir mevkie ait, matematik olarak hesaplanmış gök irtifaı
calibrated altitude
(Askeri) KALİBRE EDİLMİŞ İRTİFA: Alet ve cihaz hataları giderilmiş işari irtifa. Ayrıca bakınız: "altitude"
circle of equal altitude
(Askeri) EŞİT YÜKSEKLİK DAİRESİ: Bir gök cisminin zenit noktasından (substellar point) eşit mesafedeki bütün noktaların geometrik yeri olan Arz üzerinde bir daire. Bir gök cisminin daire üzerindeki herhangi bir noktadan ölçülecek irtifaı daima aynıdır. Buna "circle of position" da denir
command altitude
(Askeri) HAKİM YÜKSEKLİK: Önleme uçağı tarafından çıkılan ve/veya muhafaza edilen yükseklik
computed altitude
(Askeri) hesaplanmış irtifa
computed altitude
(Askeri) HESAPLANMIŞ İRTİFA (HV): Bknz. "calculated altitude"
critical altitude
(Askeri) KRİTİK İRTİFA: Bir uçağın veya hava emmeli güdümlü füzenin daha üzerine çıktığı taktirde tatmin edici bir şekilde çalışamayacağı yükseklik
cruising altitude
(Askeri) SEYİR İRTİFAI; SEYAHAT İRTİFAI: İki nokta arasındaki bir uçuşun sabit bir irtifa muhafaza edilecek bir kısmı için planlanan ve deniz seviyesi üstünde fit olarak ölçülen bir uçuş irtifaı
decision altitude
(Askeri) KARAR İRTİFASI: Alçalmaya görerek devam etmek veya hatalı yaklaşma pas geçişini uygulamaya karar vermek için, alçalma planlarında belirtilmiş minimum irtifaya denir
density altitude
(Havacılık) irtifada standart yoğunluk
density of altitude
(Askeri) İRTİFA YOĞUNLUĞU: Standart atmosferdeki yoğunluğa tekabül eden yükseklik olarak ifade edilen bir atmosfer yoğunluğu
design altitude
(Askeri) PROJE AZAMİ UÇUŞ İRTİFAI: Bir uçağın azami verimle çalışması için planlanan irtifaı
drop altitude
(Askeri) ATLAMA İRTİFAI: Havadan atlamanın yapıldığı anda uçağın yerden olan gerçek yüksekliği
flight altitude
(Askeri) UÇUŞ YÜKSEKLİĞİ: Uçuş halindeki uçağın genellikle başlangıç sathını (datum plane) teşkil eden deniz sathından itibaren ölçülen dikey mesafesi
full throttle altitude
(Havacılık) tam gaz yüksekliği
gain altitude
irtifa almak
geometric altitude
(Havacılık) geometrik irtifa
high altitude
(Askeri) YÜKSEK İRTİFA: Konvensiyonel olarak 10.000 metrenin (33.000 fit) üzerindeki yükseklik. Bak. "altitude"
high altitude bombing
(Askeri) YÜKSEK İRTİFADAN BOMBARDIMAN: 15.000 fitin üstünde bomba salış yüksekliğinden yapılan yatay bombardıman
high altitude burst
(Askeri) YÜKSEK İRTİFADA PATLAMA/İNFİLAK: 10.000 metre (30.000 fit) ' den daha yüksekte yer alan nükleer silah patlaması. Bak. "types of burst"
high altitude burst
(Askeri) yüksek irtifada patlama/infilak
high altitude release point
(Askeri) yüksek irtifadan bırakış noktası
high to medium altitude air defense
(Askeri) yüksek/orta irtifa hava savunması
indicated altitude
(Askeri) ALTİMETRE İRTİFASI, GÖSTERGE İRTİFASI: Bir altimetrenin deniz seviyesine göre gösterdiği yükseklik. Bu yükseklik, alet üzerinde okunan, tashih edilmemiş bir yüksekliktir. Buna"indicated altitude above sea level" da denir. INDICATED ALTITUDE ABOVE MEAN SEA LEVEL: DENİZ SEVİYESİNDEN GÖSTERGE İRTİFASI: Uçağın tam altındaki bir barometrik basıncın düzeltilmemiş değeri. Bu değer, ancak, ısı, alet ve tesis hataları giderildikten sonra hakiki irtifa olabilir. Buna sadece "indicated altitude" da denir
indicated pressure altitude
(Askeri) GÖSTERGE BASINÇ İRTİFASI: Standart başlangıç sathı (29.92 inç Hg) üstünde bir barometrik basınçlı altimetrenin gösterdiği tashih edilmemiş değer
kret altitude
(Denizbilim) kret kotu
low altitude air defense system
(Askeri) alçak irtifa hava savunma sistemi
medium altitude bombing
(Askeri) ORTA İRTİFADAN BOMBARDIMAN: Bomba salış yüksekliği 8.000 ve 15.000 (2350-4600 m) fit arasında olan yatay bombardıman
meridian altitude
(Askeri) MERİDYEN İRTİFAI: Bir cismin gözlemeci gök meridyeni üzerinde bulunduğu andaki irtifaı
minimum attack altitude
(Askeri) ASGARİ TAARRUZ İRTİFASI: Bir hava taarruzunun güvenli şekilde yapılmasına imkan tanıyacak ve/veya düşmanın etkin karşı faaliyetini asgariye indirecek şekilde, silahların taktik kullanımının, bölge koşullarının ve silah etkilerinin belirlediği en düşük irtifa
minimum attack altitude
(Askeri) asgari taarruz irtifaı
minimum crossing altitude
(Askeri) ASGARİ GEÇİŞ İRTİFASI: Rotadaki en yüksek asgari aletli uçuş irtifasına doğru ilerlerken uçağın geçmesi gereken, telsiz tarafından bağlanan en alçak irtifa
minimum descent altitude
(Askeri) ASGARİ ALÇALMA İRTİFASI: Bir süzülme eğimi kullanmayan yöntemlerde, gerekli görsel referans ortaya çıkana kadar, alçalışı belirleyen en düşük irtifa. Ayrıca bakınız: "minimum descent height"
minimum normal burst altitude
(Askeri) ASGARİ NORMAL PARALANMA YÜKSEKLİĞİ: Hava savunma nükleer harp başlıklarının, arazi üzerinde normal olarak aşağısında patlatılmadıkları irtifa
minimum obstruction clearance altitude
(Askeri) ASGARİ ENGEL KLERANS YÜKSEKLİĞİ: Çok yüksek frekans telsiz tespit şebekesi, telsiz fiksleri, hava yolu rota dışı, veya rota kısımları arasında geçerli olan belirli irtifa. Bunlar; a. Tüm rota kısımlarındaki engel klerans gerçeklerini karşılamalı ve, b. Yalnızca 22 mil içindeki çok yüksek telsiz şebekesi içindeki seyir sinyallerini engelleyecek, kabul edebilir derecedeki seyir temin etmelidir
minimum reception altitude
(Askeri) ASGARİ ALIŞ İRTİFASI: Belirli yüksek frekans telsiz şebekesi/taktik hava seyrüsefer fikslerini saptamak için, yeterli sinyalleri almada gerekli en düşük irtifa
minimum safe altitude
(Havacılık) minimum emniyetli uçuş
minimum safe altitude
(Askeri) ASGARİ GÜVENLİ UÇUŞ İRTİFASI: Yüksek arazi veya engellerin bulunması sebebiyle, daha alçaktan uçuşun tehlikeli olduğu yükseklik
minimum safety altitude
(Askeri) ASGARİ EMNİYETLİ UÇUŞ: Bak. "minimum safe altitude"
minimum sector altitude
(Havacılık) minimum sektör irtifası
missed approach altitude
(Askeri) pas geçme irtifaı
negative altitude
(Askeri) NEGATİF İRTİFA: Ufuk altındaki açısal mesafe. Buna (depression) da denir
nominal altitude
(Havacılık) itibari yükseklik
nominal altitude
(Havacılık) nominal yükseklik
obstacle clearance altitude
(Havacılık) engel ayrım irtifası
octant altitude
(Askeri) OKTANT İRTİFAI: Bak. "sextant altitude"
position, time, altitude
(Askeri) mevki, zaman, irtifa
pressure altitude
(Askeri) BASINÇ İRTİFAI: Standart atmosferdeki basınca denk gelen irtifa cinsinden ifade edilen bir atmosferik basınç. Ayrıca bakınız: "altitude"
pressure altitude variation
(Askeri) BASINÇ İRTİFA DEĞİŞİKLİĞİ: Ortalama deniz seviyesiyle standart deniz yüzeyi arasında, fit veya metre olarak ifade edilen, basınç farkı
radar altitude
(Askeri) RADAR YÜKSEKLİĞİ: Bak. "absolute altitude"
radio altitude
(Askeri) TELSİZ YÜKSEKLİĞİ: Bak. "absolute altitude"
radiological survey flight altitude
(Askeri) RADYASYON ÖLÇÜMÜ UÇUŞ YÜKSEKLİĞİ: Bir uçağın havadan radyasyon ölçümü yapılırken uçtuğu yükseklik
rectified altitude
(Askeri) DÜZELTİLMİŞ İRTİFA: Okuma hataları (yerine göre alet, endeks veya personel hatası) ile referans düzeyi (özellikle ufuk veya Koriyolis) hataları düzeltilmiş sekstan irtifaı. Buna (apparent altitude) da denir. Ayrıca bakınız: "sextant altitude"
rectified altitude
(Askeri) düzeltilmiş irtifa
refuelling altitude
(Askeri) hem tanker hem de yau
refuelling altitude
(Askeri) havada yakıt ikmali irtifası
relative altitude
(Askeri) Bak. "vertical separation"
relative altitude
(Askeri) nispi irtifa
relative altitude
(Askeri) kademelenme
release altitude
(Askeri) BIRAKIŞ (ATIŞ) YÜKSEKLİĞİ: Bombaların, roketlerin, füzelerin, tow hedeflerinin bırakılması ya da atılması sırasında, uçağın yerden olan yüksekliği
safe altitude
(Havacılık) emniyetli yükseklik
sextant altitude
(Askeri) SEKSTANT İRTİFASI: Bir sekstan veya oktanla ölçülmüş bir gök yüksekliği; bir suni ufuk veya deniz ufku ile bir gök cismi arasında, düşey bir düzlemle, hiç bir düzeltme yapılmadan ölçülen açı
stopping altitude
(Çevre) atmosferik kalkan yüksekliği
tabulated altitude
(Askeri) ÇİZELGE İRTİFAI: Bir gök cisminin belirli bir noktaya nazaran ve bir çizelgede gösterilen irtifaı
tangent altitude
(Askeri) teğet yükseklik
transition altitude
(Askeri) (NATO) GEÇİŞ YÜKSEKLİĞİ, İNTİKAL İRTİFAI: Bir uçağın dikey durumunun gerçek irtifa tarafından kontrol edildiği irtifa veya bunun altındaki irtifa
transition altitude
(Askeri) (DOD, IADB) GEÇİŞ YÜKSEKLİĞİ, İNTİKAL İRTİFAI: Bir uçağın dikey durumunun gerçek irtifa tarafından kontrol edildiği irtifa veya bunun altındaki irtifa
true altitude
(Askeri) HAKİKİ İRTİFA: Bir uçağın, ortalama deniz seviyesinden ölçülen irtifası
الإنجليزية - الإنجليزية
The distance measured perpendicularly from a figure's vertex to the opposite side of the vertex

The perpendicular height of a triangle is known as its altitude.

The angular distance of a heavenly body above our Earth's horizon
A vertical distance
The height measured from sea level up to any given point
vertical distance or elevation above any point or base-level, as the sea
the angular distance of a celestial body above or below the horizon, measured along the great circle passing through the body and the zenith Altitude is 90 degrees minus zenith distance
the angle (in degrees) above the level horizon where an object in the sky appears (The object's azimuth is also needed to pinpoint its position )
Angular distance of a celestial object above the horizon plane, i e the plane perpendicular to the local vertical as defined by a plumb-line Synonymous with the elevation angle
Distance above sea level(the surface of the sea) Tells you how high or how tall a mountain or other piece of land is; how many feet above the ground an airplane flies The altitude of Denver, Colorado, is over 5,000 feet
{n} the heighth of a place
Height in space of an object or point relative to sea level or ground level
Height of an object in the atmosphere above sea level
position on the celestial sphere that is the number of degrees an object is above the nearest horizon Varies from 0° at horizon to 90° at zenith Vertical position of an object
the angular distance of an object above or below the horizon
the angular distance of a celestial object from the horizon measured on its vertical circle from 0 degrees to 90o
How high a place is above sea level
Distance above sea level
Height above sea-level of any point on earth's surface or in atmosphere
The height expressed in units of distance above a reference plane, usually above mean sea level or above ground level
angular distance above the horizon (especially of a celestial object)
It is the height of an object above sea level
Height expressed as the distance above a reference point, which is normally sea level or ground level
The height above the surface of a planet Also, the name of the astronomical coordinate measuring the angular distance above the horizon
The angular distance of an object above the horizon
is the elevation above sea level
The angle above the horizon of a particular object Also known as Elevation
the height of something above the earth's surface
The angular distance from the observer's horizon, usually taken to be that horizon that is unobstructed by natural or artificial features (such as mountains or buildings), measured directly up from the horizon toward the zenith; positive numbers indicate values of altitude above the horizon, and negative numbers indicate below the horizon --- with negative numbers usually being used in terms of how far below the horizon the sun is situated at a given time [for example, the boundary between civil twilight and nautical twilight is when the sun is at altitude -6 degrees]
The angular elevation (height) of a celestial object above the horizon
In meteorology, the measure of a height of an airborne object in respect to a constant pressure surface or above mean sea level
The vertical angular distance of a point in the sky above the horizon Altitude is measured positively from the horizon to the zenith, from 0 to 90 degrees
Your height above sea level
Height of rank or excellence; superiority
elevation especially above sea level or above the earth's surface; "the altitude gave her a headache" the perpendicular distance from the base of a geometric figure to opposite vertex (or side if parallel)
{i} height, distance above sea level
the distance measured perpendicularly from a figures vertex to the opposite side of the vertex
the distance measured angularly of a heavenly body above our Earths horizon
the perpendicular distance from the base of a geometric figure to opposite vertex (or side if parallel)
a distance measured upwards
The perpendicular distance from the base of a figure to the summit, or to the side parallel to the base; as, the altitude of a triangle, pyramid, parallelogram, frustum, etc
If something is at a particular altitude, it is at that height above sea level. The aircraft had reached its cruising altitude of about 39,000 feet. altitude of
Elevation of spirits; heroics; haughty airs
elevation especially above sea level or above the earth's surface; "the altitude gave her a headache"
The elevation of a point, or star, or other celestial object, above the horizon, measured by the arc of a vertical circle intercepted between such point and the horizon
Height of degree; highest point or degree
Space extended upward; height; the perpendicular elevation of an object above its foundation, above the ground, or above a given level, or of one object above another; as, the altitude of a mountain, or of a bird above the top of a tree
It is either true or apparent; true when measured from the rational or real horizon, apparent when from the sensible or apparent horizon
altitude indicator
An altimeter
altitude sickness
A pathological condition caused by oxygen deficiency at high altitudes; symptoms include shortness of breath, nausea, and nosebleed
altitude and azimuth
Two coordinates describing the position of an object above Earth in a coordinate system called the altazimuth, or horizon, system, and used in astronomy, gunnery, navigation, surveying, and other fields. Altitude in this sense is expressed as angle of elevation (up to 90°) above the horizon. Azimuth, in astronomical measurement, is the number of degrees clockwise from due north to the point on the horizon directly below the object
altitude indicator
device which shows height above a certain level on the earth's surface
altitude sickness
effects (as nosebleed or nausea) of oxygen deficiency in the blood and tissues at high altitudes
altitude sickness
A collection of symptoms, including shortness of breath, headache, and nosebleed, brought on by decreased oxygen in the atmosphere, such as that encountered at high altitudes. or mountain sickness Acute reaction to a change from low altitudes to altitudes above 8,000 ft (2,400 m). Most people gradually adapt, but some have a severe reaction that can be fatal unless they return to low altitude. Normal adaptations to the reduced oxygen at high altitude (e.g., breathlessness, racing heartbeat) are exaggerated; other manifestations include headache, gastrointestinal upsets, and weakness. Pulmonary edema is quickly reversed with oxygen and evacuation to a lower area
Altitudinal
pertaining to altitude
absolute altitude
maximum altitude of an aircraft
altitudes
plural of altitude
altitudinal
Of or pertaining to height; as, altitudinal measurements
التركية - الإنجليزية
altitude of
altitude
المفضلات