تعريف alt في التركية الإنجليزية القاموس.
- lower
The lower lip is bigger than the upper lip.
- Alt dudak, üst dudaktan daha büyüktür.
My lower left back tooth hurts.
- Benim sol alt arka dişim ağrıyor.
- {i} base
Alchemists tried to turn base metals such as lead into gold.
- Simyagerler kurşun gibi baz metalleri altına dönüştürmeye çalıştı.
Alchemists tried to transmute base metals into gold and silver.
- Simyagerler adi metalleri altına ve gümüşe dönüştürmeye çalıştılar.
- under
Is the cat on the chair or under the chair?
- Kedi, sandalyenin üstünde mi yoksa altında mı?
The young woman under that tree looks sad.
- Şu ağacın altındaki genç kadın üzgün görünüyor.
- below
- bottom
Tom got some chewing gum stuck on the bottom of his shoe.
- Tom'un ayakkabısının altında sıkışmış biraz sakız var.
I live on the bottom floor.
- Ben alt katta yaşıyorum.
- the farther
- subordinate
- the space beneath
- nether
- lower part
- underside
- subaltern
- the lower
- bottom , child , sub
- sub
Don't change sentences that are correct. You can, instead, submit natural-sounding alternative translations.
- Doğru olan cümleleri değiştirmeyiniz. Bunun yerine, doğal-görünen alternatif çeviriler önerebilirsiniz.
It is important that a lawyer should leave no stone unturned even on minor points and harp on the same subject to achieve a break through in an impasse.
- Bir avukatın zor bir durumda küçük konularda bile her taşın altına bakması ve aynı konuda sonuca ulaşmak için ısrarla belirtmesi önemlidir.
- infra
She wants to invest in our company's infrastructure.
- O bizim şirketimizin altyapısına yatırım yapmak istiyor.
Climate change, civil war, financial hardship, and infrastructural chaos have all caused turmoil in this country.
- İklim değişimi, iç savaş,finansal zorluk ve altyapısal kaosun hepsi bu ülkede karışıklığa neden olmuştu.
- lower, inferior, under, bottom; bottom, underside, underneath
- under, beneath, below (with a personal suffix and a case ending)
- inferior
For that reason, temporary workers are working under inferior conditions.
- Bu yüzden, geçici işçiler kötü şartlar altında çalışıyorlar.
- underneath
The mouse ran underneath the bed.
- Fare yatağın altına kaçtı.
Tom crawled underneath the bed.
- Tom yatağın altında süründü.
- continuation, the rest
- buttocks, rump, bottom
- low
Low-lying lands will flood. This means that people will be left homeless and their crops will be destroyed by the salt water.
- Deniz seviyesinin altında olan toprakları su basacak. Bu, insanların evsiz kalması ve ürünlerinin tuzlu su tarafından tahrip edileceği anlamına gelir.
The lower lip is bigger than the upper lip.
- Alt dudak, üst dudaktan daha büyüktür.
- foot
They were playing footsie under the table.
- Onlar masa altından ayakla birbirlerini taciz ediyorlardı.
The footnotes are at the bottom of the page.
- Dipnotlar sayfanın alt kısmındadır.
- sub-
- hypo-
- humble
- subcategories
- subsite
- subsections
- subdirectory
- the bottom of
- to lower
- subtypes
- buttom
- to sub
- subnets
- alt
- hypo
- upset
The office has been topsy-turvy since the merger upset everything.
- Birleşme her şeyi bozduğundan beri ofis altüst oldu.
Tom is going to be upset if Mary doesn't do that.
- Mary onu yapmazsa Tom altüst olacak.
- alt etmek
- overcome
- alt dudak
- lower lip
- alt geçit
- underground
- alt burç
- lower bushings
- alt bölge
- sub-regional
- alt bölüm
- lower section
- alt bölüm
- subchapter
- alt bölüm
- underside
- alt bölüm
- subpart
- alt sektör
- sub-sector
- alt süreç
- subprocess
- alt süreç
- (Bilgisayar) child process
- alt tür
- (Bilgisayar) subtype
- alt tür
- (Gıda) ssp
- alt tür
- (Denizbilim) subspecies
- alt uç
- lower end
- alt yazı
- footnote
- alt üst
- upside down
- alt üst
- chaotic
- alt-birim
- sub-unit
- alt-grup
- (Jeoloji) subgroup
- alt-grup
- sub-group
- alt-simge
- (Bilgisayar) sub-symbol
- alt-tür
- (Jeoloji) subspecies
- alt-üst
- upside-down
- alt alta
- One under the other
- alt disiplinler
- sub-disciplines
- alt etmek
- (deyim) run rings round
- alt hesap
- Sub account
- alt kanallama
- subchanneling
- alt kavram
- Hyponym
- alt komşu
- neighbor downstairs
- alt paradigma
- sub-paradigm
- alt solunum yolları enfeksiyonu
- Lower Respiratory Tract Infection
LRTI.
- alt soy
- sub-lineage
- alt yapı
- Infrastructure
- alt yazı
- subtitle
Do you prefer for television shows to be subtitled or dubbed?
- Televizyon gösterilerinin alt yazılı veya dublajlı olmasını tercih eder misin?
Do you prefer it when TV shows are subtitled or dubbed?
- TV şovları alt yazılı veya dublajlı olduğu zaman bunu tercih eder misiniz?
- alt yazılı
- subtitles
- alt yüklenici
- Subcontractor
- alt yükleniciler
- sub-contractors
- alt çeyrek
- (İstatistik) Lower quarter
- Alt tuşu
- Alt key
- alt algısal bilinç
- (Pisikoloji, Ruhbilim) subliminal consciousness
- alt alta üst üste
- rough-and-tumble
- alt ağ
- subnet
- alt başlık
- subheading
It is necessary to use subheadings.
- Alt başlıklar kullanmak gereklidir.
- alt başlık
- subhead
It is necessary to use subheadings.
- Alt başlıklar kullanmak gereklidir.
- alt beynit
- lower bainite
- alt birikim
- negative segregation
- alt boşluk
- ground clearance
- alt cisim
- subfield
- alt dereceli mahkemenin verdiği görevsizlik kararı
- (Hukuk) committal proceedings
- alt deri
- dermis
- alt deri
- cutis
- alt deri
- derm
- alt deriyle ilgili
- dermal
- alt determinant
- subdeterminant
- alt değirmentaşı
- nether millstone
- alt dren
- underdrain
- alt dudak
- labium
- alt düzen
- chassis
- alt etmek
- to beat, to overcome, to defeat, to surmount, to pulverize, to get the better of, to bear down sb/sth
- alt etmek
- bear the bell
- alt etmek
- carry away the bell
- alt etmek
- to beat, overwhelm
- alt etmek
- get the better of
- alt geçit
- underpass
Jerusalem is a city of tunnels and underpasses.
- Kudüs, tüneller ve alt geçitler kentidir.
- alt geçit
- subway
- alt grup
- subgroup
- alt gözkapağı
- lower palpebra
- alt güven sınırı
- lower confidence limit
- alt güverte
- lower deck, orlop
- alt güverte
- orlop deck
- alt güverte
- orlop
- alt harmonik
- subharmonic
- alt kademe yönetici
- (Ticaret) junior administrative officer
- alt kanat
- lower wing
- alt karter
- sump
- alt karın
- pelvis
- alt karın boşluğu
- pelvic cavity
- alt kasa
- lower case
- alt kat
- downstairs
I left my dictionary downstairs.
- Sözlüğümü alt katta bırakmışım.
Tom came downstairs in his pajamas.
- Tom pijamaları ile alt kata geldi
- alt kat
- a) ground floor b) downstairs
- alt katta
- downstairs
Tom is waiting downstairs.
- Tom alt katta bekliyor.
They live downstairs.
- Onlar alt katta yaşıyor.
- alt katta
- below stairs
- alt kattaki
- downstairs
Tom is Mary's downstairs neighbor.
- Tom Mary'nin alt kattaki komşusu.
Please use the bathroom downstairs.
- Lütfen alt kattaki banyoyu kullan.
- alt komite
- subcommittee
- alt kültür
- subculture
There are subcultures within cultures.
- Kültürler içinde alt kültürler vardır.
- alt mahkemeye sevketme
- remitter
- alt modül
- submodule
- alt olmak
- to be overcome
- alt olmak
- to be beaten, be overcome
- alt program
- subprogram
- alt sistem
- subsystem
- alt sözleşme
- subcontract
- alt sözleşme
- (Hukuk) subcontracting
- alt sınıf öğrencilerini uşak gibi kullanma
- fagging
- alt sınıfa indirme
- demotion
- alt sınıfa indirmek
- demote
- alt sınır
- lower bound, lower limit
- alt sırlama
- underglaze
- alt tabaka
- substratum, subgrade
- alt tabaka
- lower class
- alt tabakadan
- low-class
- alt takım
- under frame
- alt taraf
- underside
- alt tarafı
- after all
- alt tarafı/yanı
- 1. the lower part; the underside. 2. remainder, the rest. 3. the outcome. 4. all that is involved (is only): Niçin bu kadar üzülüyorsun? Alt tarafı on bin lira. Why are you making such a fuss? It's only a matter of ten thousand liras
- alt taşıyıcı
- subcarrier
- alt temel
- subbase, subgrade
- alt toprak
- subsoil
- alt yapı eşitsizliği
- (Hukuk) infrastructural disparity
- alt yapı farklılığı
- (Hukuk) infrastructural disparity
- alt yapı çalışmaları
- (Hukuk) infrastructure works
- alt yapı özellikleri
- (Hukuk) infrastructure endowment
- alt yapı, alt yapı tesisleri
- (Hukuk) infrastructure
- alt yatak
- lower berth
- alt yön tepsi
- (Bilgisayar) face-down tray
- alt yüz
- underside
- alt yüz
- soffit
- alt yüzey
- soffit
- alt çene
- lower jaw
- alt çizgi
- underline
- alt çizgi
- downstroke
- alt ölü merkez
- outer dead center
- alt ölü nokta
- bottom dead center
- alt şube
- section
- alt+sekme
- (Bilgisayar) alt+tab
- alt-cins
- (Jeoloji) subgenus
- alt etmek
- {f} overwhelm
- alt başlık
- (Bilgisayar) subtitle
- alt yapı
- (Ticaret) background
His background parallels that of his predecessor.
- Onun alt yapısı onun selefininki ile paralellik göstermektedir.
He has a background in business.
- Onun işte bir alt yapısı var.
- alt çizgi
- underscore
- alt başlık
- bottom boom
- alt başlık
- bottom chord
- alt başlık
- bottom rail
- alt başlık
- (Ticaret) under title
- alt başlık
- lower chord
- alt başlık
- lower flange
- alt etmek
- defeat
- alt etmek
- get the best of
- alt etmek
- bring off
- alt etmek
- beat
- alt kat
- ground floor
The restaurant is on the ground floor.
- Restoran en alt kattadır.
- alt yapı
- substructure
- alt yapı
- groundwork
- alt yazı
- (Bilgisayar) closed caption
- alt çizgi
- bottom line
I think that's the bottom line.
- Sanırım alt çizgi budur.
- alt çizgi
- (Bilgisayar) baseline
- alt etmek
- dispose
- alt etmek
- conquer
- alt etmek
- overpower
- alt etmek
- pulverize
- alt etmek
- vote sth down
- alt etmek
- polish off
- alt başlık
- sub title
- alt etmek
- beat smb. hollow
- alt etmek
- {f} supplant
- alt etmek
- score off
- alt etmek
- {f} best
- alt etmek
- {f} worst
- alt etmek
- {f} stymie
- alt etmek
- {f} circumvent
- alt etmek
- {f} top
- alt etmek
- score smb. off
- alt kat
- 1. the floor below. 2. first floor, ground floor
- alt çizgi
- cedilla
- telsiz alt sistemi; uzak sensör alt sistemi; ortalama toplam kök
- (Askeri) radio subsystem; remote sensors subsystem; root-sum-squared