O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı.
- When he openly declared he would marry Pablo, he almost gave his grandmother a heart attack and made his aunt's eyes burst out of their sockets; however, his little sister beamed with pride.
Elizabeth'e halasının adı verildi.
- She was named Elizabeth after her aunt.
Teyzem bana yeni bir etek yaptı
- My aunt made a new skirt for me.
Ben, dün hiç zaman kaybetmeden teyzemi hastanede ziyaret ettim.
- I lost no time in visiting my aunt in the hospital yesterday.
Babamın erkek kardeşinin karısı benim yengemdir.
- My father's brother's wife is my aunt.
Annemin erkek kardeşinin karısı benim yengemdir.
- My mother's brother's wife is my aunt.