Bir doktor olmanın yanı sıra, o bir yazardır.
- In addition to being a doctor, he is a writer.
İngilizcenin yanı sıra Fransızca konuşabilir.
- In addition to English, he can speak French.
Tom cüzdanını konsolun üstüne koydu.
- Tom put his wallet on top of the dresser.
Bu kitabı diğerlerinin üstüne koy.
- Put this book on top of the others.
Tepenin üstünde bir mahzen kazıldı ve onlar evi yavaşça yoldan tepeye taşıdılar.
- A cellar was dug on top of the hill and they slowly moved the house from the road to the hill.
Parmaklığın üstünde iki çocuk oturuyor.
- Two children are sitting on top of the fence.
Aziz Benedict ilk manastırı Monte Cassino'nun tepesinde kurdu.
- St. Benedict established his first monastery on top of Monte Cassino.
Dağın tepesindeki hava çok inceydi.
- The air on top of the mountain was very thin.
İngilizceye ek olarak Almanca eğitimi yapmak istiyorum.
- I want to study German in addition to English.
İngilizceye ek olarak Fransızca eğitimi de alıyorum.
- I study French in addition to English.
Matematik, fizik ve astronomiye ilaveten Newton'un aynı zamanda simya, mistisizm ve teolojiye bir ilgisi vardı.
- In addition to mathematics, physics and astronomy, Newton also had an interest in alchemy, mysticism and theology.
İlaveten 5 dolar ödemek zorunda kaldım.
- I had to pay 5 dollars in addition.
Beni kiralamasına ilave olarak, bana biraz öğüt verdi.
- In addition to hiring me, he gave me a piece of advice.
Düzenli testler almaya ek olarak, bizim uzun bir deneme teslim etmemiz gerekiyor.
- In addition to taking the regular tests, we have to hand in a long essay.
I have sorted out the problems and am now on top of the situation.
. . and on top of all that, I got a puncture!.